Hamidiye Kruvazörü 1925 Yılında Rize’yi hangi sebeplerle bombaladı?

 İçerikte ayrıca ilginç bir tespite yer verilmektedir. Siz buna, “Bir tesadüf!” de diyebilirsiniz. Gerçek araştırmacı gazetecilerin görevi, bu tespitleri araştırarak kamuoyuna sunmak olmamalı mıdır? Veya bu tespitler yapılıyor da, “Gizli bir el!”, 21’nci asır bilgi-iletişim çağında dahi bunları engellemekte midir?

Başlamadan : Rize’nin Güneysu ilçesinin, Hamidiye Kruvazörü ’nün bu ilçeyi bombalaması ile Sayın Cumhurbaşkanımızın Güneysu‘da yaşamış olmasındaki ortak noktayı açıklamış olalım.

(Evvelki) Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhuriyet gazetesi (1) tarafından verilen geçmişi;

…Aslen Rizeli olan Recep Tayip Erdoğan 26 Şubat 1954 yılında, Kasımpaşa’da ailesinin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Babası Ahmet Erdoğan, annesi ise Tenzile Erdoğan’dır. Babası, deniz yollarında kıyı kaptanı olarak çalışırdı. Babası Ahmet Erdoğan ailesiyle birlikte 13 yaşında Rize’nin Güneysu ilçesinden İstanbul’a göç ettiğinde Kasımpaşa semtine yerleşmişlerdir.

İmam Hatip Okulu’ndan 1973 yılında mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi’nden de diploma aldı. Ardından 1973 -1974 sezonunda Vatan Caddesi ile Aksaray Caddesi’nin kesiştiği Gürani Sokak’ta bulunan ve 12 Mart 1971’deki askeri darbeden sonra 25 Ağustos 1971 tarihinde yasayla özelleştirilen aslında adı “İstanbul Tuna İktisadi ve Ticari Bilimler Yüksek Okulu” olan Aksaray İktisat ve Ticaret Yüksek Okuluna kaydını yaptırarak girdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın okul numarası 2443 olmasına rağmen Marmara Üniversitesi’nden verilen diplomasında ise öğrenci numarası, 8345 olarak görülmektedir. Okulun devam mecburiyeti olmayan gece bölümünde okudu ve gündüzleri başka işlerde çalıştı…”

Rize’nin Güneysu ilçesi’nin Şapka Kanunu ve Rize’nin bombalanması olayı ile olan ilgisi (1)

“…Bu vesileyle düzeltilmesi gereken hususlardan biri de Şapka Kanunu’dur. Bu kanuna göre her Türk vatandaşı şapka giymeye mecburdur. Yani açık baş gezmek hususundaki alışkanlık bile SUÇ teşkil etmektedir.

Filhakika hem harf inkılâbı ve hem de şapka hakkındaki kanun müeyyidesizdiler. Yani bu kanunları ihlâl edenlere karşı yapılabilecek olan şey inzibatî tedbirlerden ibaret kalmaktaydı. Bu sebebledir ki; TCK’nin valilerin vazife ve selâhiyetlerine dâir mahsus maddesine bir ilâve yapılarak her iki kanun da “’müeyyidelendirilmiştir.

Müeyyidesizliklerine rağmen bilhassa Şapka Kanunu’na muhalif hareketler devlete isyan suretinde gösterilerek binlerce insanın asıldığı Hamidiye Kruvazörü ’nün gönderilmesiyle Rize Vilayetimizin topa tutulmuş olduğu mâlumdur.

Bugünse tatbikatta şapka fiilen ortadan kalkmış ve bu kanun — âdeta — kadük olmuştur. Tıpkı “26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı efendi, bey, paşa gibi lâkab ve unvanların kaldırıldığına dair kanun” gibi…” (2)

Bir başka kaynaktan

Şapka Kanunu ve Rize’nin bombalanması olayı (2)

“…25 Kasım 1925 tarihinde çıkarılan Şapka Kanunu’nun ardından bu kanun çeşitli illerde protesto edilmiş, Rize’deki olayları bastırmak için ise Hamidiye Zırhlısı Rize’yi top atışlarına tutmuştur. 12 Aralık’ta istiklal mahkemelerince yargılanan 143 kişinin 8’i hakkında 13 Aralık’ta idam kararı alınmış, 14 Aralık’ta ise idam edilmişlerdir.(3)

Atatürk, 23 – 31 Ağustos 1925 tarihleri arasında Kastamonu ziyareti yapar…Panama Şapkasını ilk kez bu ziyareti esnasında giyer…Ve “bu serpuşun adına şapka denir” sözü 27 Ağustos 1925 tarihinde İnebolu Türk Ocağı binasındaki hitabetinde söylenir…

…Bu kanuna göre; bütün TBMM üyeleri, meclis üyeleri ve memurlar Şapka giymek mecburiyetinde olduğu gibi, sivil vatandaşın da Şapka dışındaki bir kisveye yönelmesini hükümet men eder!

…Şapka Kanunu halk tarafından kolaylıkla kabullenilmedi. Ülkenin değişik yörelerinde “Şapka giymek istemiyoruz!” protestoları (isyan demiyorum, protesto diyorum!) baş gösterdi…Rize’de Hamidiye zırhlısı şehri topa tuttuErzurum’da erkeklerin giymek zorunda oldukları şapkaya muhalefetten bir kadın (!) idam edildi…Şapka İktisası Hakkındaki Kanun’a muhalefetten binlerce vatandaş ağır hapse mahkum edilirken resmi tarihe göre 80’ e yakın, gayri resmi tarihe göre binlerce insan idam edildi. Kanunen Şapka İktisası Kanununa aykırı hareketin cezası üç ay ile bir yıl arası hapis cezasıydı! Ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun halen yürürlükte olan bir kanundur!

RİZE’DEKİ PROTESTOLAR GÜNEYSU’DA BAŞLADI

Rizeli sekiz alim ve Müslüman şapka giymedikleri, dindarlara zulmü kınayıp, hükümete ”Sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın şapka giyenler giysin, ama giymeyenler hapse atılmasın diyerek, jandarma karakoluna yürümüşler ve halk da onlara katılmıştır. Bu olay büyüyünce “Rize isyanı” kabul edilmiş ve Hamidiye zırhlısı Rize’yi top atışlarıyla tehdit etmiştir.

Bundan dolayı Rizeliler “ATMA HAMİDİYE DİN KARDEŞİYİZ.” demişlerdir.

Güneysu (eski adıyla Potomya/ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın memleketi) Rize’den 13 kilometre uzakta bulunan bir nahiye. 1925 yılında Güneysu’da başlayan isyanın haberini alan zamanın Rize Valisi Mehmet Hurşit Bey derhal durumu telgrafla Ankara’ya bildirir. Valinin çektiği telgrafın ardından, Hamidiye kruvazörü Rize açıklarına gelip dağları topa tutar. Bazı anlatımlara göre şehir de bombalanır ve ağır zayiat görür. Olayın ilginç yanı ise Hamidiye kruvazörü dağları topa tuttuğu zaman, Rize’de devam etmekte olan bir isyan yoktur. Güneysu’dan şehir merkezine yürüyen insanların da çoğu kendi teslim olur. Teslim olanlar hiç vakit kaybedilmeden İstiklal Mahkemeleri’ne çıkartılır ve Takrir-i Sükun Kanunu doğrultusunca yargılanır. Yargılama sonucunda sekiz idam kararı çıkar, suçsuz onlarca insan da Sinop ve Adana’daki cezaevlerine gönderilir. 

30 Aralık 1925 tarihli cumhuriyet gazetesi idam edilen 8 kişinin resimleri ile birlikte haberi şu şekilde yayınlar: “Rize’den matbaamıza yazılıyor: Köy İmamlarının ve bazı mürtecilerin teşviki ile 25-26 teşrinisinde başlayan isyan, Cumhuriyetin azm ve savleti neticesinde süratle bastırıldı.”

PEKİ GERÇEKTEN OLAYLAR NASIL BAŞLADI

15 Aralık 1925 günü “Biz zorla şapka giymek istemiyoruz, sarığımız bize yeter!” diyerek Ulu Cami önünde toplanan halkın üzerine jandarmalar ateş açıyorlar. Uyarıya rağmen dağılmayan kalabalığın üzerine gelişi güzel ateş sonucu 17 kişi ölüyor. Bağıran-inleyen yaralılara kimse dokunamıyor. 143 kişi tutuklanıyor.

Asılan sekiz kişi Ulu Cami imamı Hafız Şaban Efendi, Muhtar Yakup Çavuş, İslahiye imamı Hasan Efendi, Belediye bekçisi Kadir Ağa. Rize asliye mahkemesi Başkatibi Hafız Osman Efendi ve kardeşi avukat Hulusi beyler, merkez cami imamı Hafız Kamil, Peçelioğullarından Mehmet ve Ahmet Çavuş kardeşler, Kamburoğlu Hafız Mehmet ve Nakşi Şeyhlerinden Numan Sabit Efendi’dir…” (4)

Rize’de yaşanan olayları son olarak : Mustafa Kemal Paşa’ya ait olan HAKİMİYET-İ MİLLİYE Gazetesinden aktaralım :

01 Aralık 1925 

“…Şapka Kanununun Tâmimi. Şapka kanununun hemen tatbik lüzumu, dahiliye vekaletince mülhakata (merkeze bağlı yerler; kaza-nâhiye-köy) telgrafla tâmim (genelge)* olunmuştur…

Mâhud Takrir (bilinen önerge) Ve ondan çıkan neticeler.

İstihbaratımıza nazaran, bazı bedhahların ifsadâtıyla Cuma günü (27 Kasım) Maraş’ta şapka aleyhinde ufak bir nümayiş olmuştur. Hükümet, hadisenin müsebbiblerini derdest (yakalama) ve istiklal mahkemesine sevk etmiştir.

Rize’de de aynı maksatla bir hareket vuku bulacağı hissolunmuş, Hamidiye Zırhlısı Rize’ye müteveccihen (doğru) hareket etmiştir.

Erzurum hadisesinin muharrikleri peyderpey derdest olunmakta ve divan-ı harbe (Sıkıyönetim Mahkemesi) verilmektedirler (A.A.)

*İtalik yazılar/Açıklama ile vurgulamalar tarafımıza aittir.

Cezalı şehirlerimiz

“…Konya, Bursa, Yozgat, Bilecik, Kütahya, Kırşehir, Maraş, Rize, Tunceli, Düzce, Zile, Menemen gibi şehirlerin ismi bu meyanda anılır. Fransa ihtilâlinden sonra, kralcılara destek veren Vendée gibi şehirler, kara listeye alınmıştı. Bundan ilham alan bizimkilerin de, cezalı şehirler listesi hazırladığı kanaati halk arasında hâkimdir..”

Dileyenler yazının tamamını,  Değerli ilim insanı Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’ nin kaleminden aşağıda verilen linkten okuyabilirler.

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/prof-dr-ekrem-bugra-ekinci/582223.aspx

www.canmehmet.com

Resim : İnternet ortamından alınmıştır. Düzenleme tarafımızdan yapılmıştır.

Kaynaklar;

(1) Yazının tamamı için bakınız;  “Rize’nin Güneysu ilçesinden “ ifadelerinin vurgulanması ve altının çizilmesi “canmehmet” tarafından düzenlenmiştir.  http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/89123/12._Cumhurbaskani_Recep_Tayyip_Erdogan_kimdir_.html

(2) Daha fazlası için bakınız; “İSLÂM YAZISINA DÂİR” Derleyen KADİR MISIROĞLU (CÜNEYD EMİROĞLU) BİRİNCİ BASIM – 1993, Sahife; 23

(3) Daha fazlası için bakınız; TİMETÜRK / Nevzat Çiçekhttp://www.timeturk.com/tr/2012/12/12/sapka-yuzunden-rize-bugun-bombaladi.html#.VDfVXhbVh2k   12 Aralık 2012 Çarşamba – 21:40

(4) Daha fazlası için bakınız; TİMETÜRK / Nevzat Çiçek  http://www.timeturk.com/tr/2012/12/12/sapka-yuzunden-rize-bugun-bombaladi.html#.VDfVXhbVh2k  12 Aralık 2012 Çarşamba – 21:40

One thought on “Hamidiye Kruvazörü 1925 Yılında Rize’yi hangi sebeplerle bombaladı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Anti-Spam Quiz:

*