(642 kelime, 3 dakika okuma süresi)
Son 22 yılda Savunma Sanayiinde meydana gelen gelişmeleri ve üretilen yüksek teknolojik ürünlerin bir dökümü ile gelişme sürecini aktarmadan, konu ile ilgili aşağıdaki bilgilerin gençlerimize ve ilgililerine aktarılmasında yarar vardır.
**
İçerikte sergilenen acı gerçekler nedeniyle bir hayli alınanlar olacaktır. Ancak, bu gerçekleri öğrenmemiz ve yapılan yanlışlarla (ve ihanetlerle) yüzleşmemiş, hem bağımsızlığımız hem de geleceğimiz için hayati önemdedir.
**
Dün parası ile stratejik silahlar alamayan (gerçeğinde verilmeyen) ‘Müşteri Türkiye’ de ne değişti de silah satıcılarının ciddi bir “rakibi” oldu ?
**
1925-2002 Dönemi Türkiye’deki Savunma Sanayi hakkında verilecek çok kısa bir bilgiler : 2002’den sonra bu konuda Vefakar Erdoğan ve Hükümetlerinin yaptıkları fedakarlıkların, çalışmalarının büyüklüğü hakkında bilgi verecektir.
Savunma sanayiyle ilgili yapılan çok kısa tarihçede, 1925’lerde başlayan Uçak üretim meselesine konuyu uzatacağı için girmiyoruz. Meraklıları bu konudaki çalışmalara bakabilirler.(1)
**
1950-2002 Döneminde oluşturulmuş önemli Savunma Sanayi Kuruluşlarına birkaç örnek :
1)MKE, Kuruluş,1950: Silah ve mühimmat üretimi, çelik sanayii.
2)TUSAŞ (TAI), Kuruluş,1973 Savaş uçağı üretimi.
3)ASELSAN, Kuruluş, 1975 Haberleşme ve savunma teknolojileri.
4)Petlas/Petkim; Kuruluş, 1976 (Petlas’ın hüzünlü hikayesi için (2)
5)HAVELSAN, Kuruluş, 1982 Bilişim ve güvenlik teknolojileri.
6)Roketsan, Kuruluş, 1988 Roket ve füze üretimi.
Yukarıdaki listeye göre Devletimiz : BAĞIMSIZLIĞIN ve uluslararası SAYGINLIĞIN Teminatı olarak; 1950-2002 döneminde, Mühimmat ve Uçak üretimi ve bunların alt sanayileri de dahil olmak üzere çeşitli fabrikalar kurmuşlar veya ortak olmuşlardır.
**
Bu noktada gençlerimize, TUSAŞ Kuruluşunda (1970’lerde) yaşanmış bir olayla, dışarıdan nasıl görüldüğümüzle ilgili bir bilgi : O günlerde Amerikalıların, Türklerin teknoloji üretimi yeteneği hakkında (olumsuz) görüşleriyle ilgili hikayemizi, aşağıda verilen linkten okuyabilirler. (3)
TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI) Kuruluşu ile amaçlanan : “Uçağın ön gövdesi ve kokpitini imal etmek – ki buna uçaktaki her türlü elektronik donanım dahildi…”
Amerikalılar (Ülkemizde yaptıkları bu yatırımla şöyle düşünüyorlardı) : “Eğer anlaşma Japonlarla yapılmış olsaydı, herkes Japonların iki yıla kalmadan kokpitin, -“Tasarımını deşifre edip” daha iyisini üreteceğini düşünürdü – nitekim birkaç yıl sonra Tokyo ile yapılan FSX anlaşmasında böyle bir kaygı oluşmuştu.”
Ancak, Türkler ve yeteneklerinden (aslında-düşünülen-yeteneksizliklerinden)dolayı! böyle bir kaygıları yoktu ! Açık ifadesi ile, “Türkler değil uçak, bir toplu iğne yapamaz !” düşüncesi hakimdir.
Aziz Nesin’in, “Türklerin yüzde altmışı aptaldır !” sözünü de burada ekleyelim ki, içeride ve dışarıda Müslüman Türklerin nasıl görülmek istenildiği de açıklanmış olsun.
**
Ve Sallana yuvarlana, yaşananlardan da (Kıbrıs Barış Harekatı vb.) BİR DERS ÇIKARMADAN 2002 yılına gelinir.
O günlerde Savunma Sanayinin (ve elbette ordumuzun) içerisinde bulunduğu durumla ilgili iki acı örnek :
1.Örnek : Tankların Modernizasyon için Ecevit Hükümetince İsrail’e verilmesi. (09 Mart 2002)
“Ecevit, Filistin’de ikna oldu, tank İsrail’e gitti…
“…Türkiye 170 tankın modernizasyonunu, yaklaşık 700 milyon USD bedelle İsrail’in devlet kuruluşu IMI firmasına verdi…”Geniş bilgi için (4)
…
2.Örnek: İsrail’den Heron (İHA) alınıyor…(10 Temmuz 2001)
“…Tarihler 10 Temmuz 2001’i gösterdiğinde Türkiye, göklerdeki yeni teknoloji İHA için İsrail ile el sıkıştı. Çantasında milyonlarca dolarlık Heron sözleşmesiyle Türkiye’ye gelen dönemin İsrail Savunma Bakanı Ben Elizer, Ankara’da ‘kurtarıcı’ gibi karşılandı…İnsansız hava aracı Heron’lar Türkiye’ye gelecek, PKK terörü bitecek, Mehmetçik’in burnu bile kanamayacaktı. (5)
**
Ve Siyonist anlayışla (Batılılarca) kurgulanmış Heron rezaleti başlıyor !
– Yine İsrail ve bu kez (Tank Modernizasyonu rezaletinden sonra) HERON (İHA) fiyaskosu (13.09.2011)
“İsrail’den alınan Heronlar çürük çıktı…(6)
Terörle mücadele için Batman’da konuşlandırılan Heronların üçü de düştü. Daha sonra 10 Heron daha alındı. Ancak bunlardan da beşinin motorunun arızalı olduğu tespit edildi. İki Heron tamamen devre dışı kalırken, diğerleri bakım için İsrail’e gönderildi...(Fazlası için :(7)
**
Yukarıdaki kısa açıklamalardan anladığımız, (Masadaki sohbetlerde) “NATO’nun büyük güçlerinden Türkiye“, 2002 yılına geldiğimizde: TANKLARININ MODERNİZASYONLARINI DAHİ YAPAMADIĞI GİBİ İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI ÜRETEMEMESİ BİR YANA DIŞARIDAN ALDIĞI İNSANSIZ HAVA ARAÇLARININ TAMİRLERİNİ DAHİ YAPAMAMAKTADIR.
**
–Yukarıdaki şartlara göre içerisinde bulunduğumuz durum : Ülke ve İnsanının üzerine adeta ölü toprağı serpilmiş, üretim yetenekleri ve özgüvenleri sıfırlanmış büyük bir İmparatorluk geçmişi olan insanlar…
Ki; Bunlar Müslüman Türkler, bir Dünya Devleti kurarak, Güney Avrupa’yı adalet ve ilimle 500 (beş) yüz yıl, halklarından hiçbirinin burnunu dahi kanatmadan yönetebilme becerisini göstermiş milletin evlatlarıdır.
**
Devam edecek…
Ve Türkiye’de ne değişti de Askeri Yüksek Teknoloji üretiminde çağ atladı ?
Açıklama ve Kaynaklar:
(2) https://www.canmehmet.com/tank-palet-de-f-16-oyunu-ancak-bu-kez-tutmayacak-3/
(4) https://www.canmehmet.com/tank-palet-fabrikasi-olayinda-kimler-intikam-pesinde/
(6) https://www.ntv.com.tr/turkiye/israilden-alinan-heronlar-curuk-cikti,XUm9bUNj80yIfKAzftDBEA
(7) https://www.canmehmet.com/ataturk-milliyetciligi-neden-tanimlanamiyor-2/