(826 kelime, 4 dakika okuma süresi)
Kadınların iş gücünün bir parçası haline getirilmesi birinci dereceden kimin yararınadır ?
a) İşyerlerine ucuz-rekabetçi-emek,
b) Topluma yararlılık adına üretime katkı,
c) Aile bütçesine destek,
d) Kendisine -kadına- gelir/bağımsızlık/özgüven vb. sağlaması.
* * *
–Kadınların (ev/bahçe dışında) çalışmaları : Bulundukları çağın mı, yaşamlarının gereği midir ?
–Kadınların çalışması, kadın-erkek eşitliğini mi sağlamaktadır ?
-Kadınlar, çalışmaları ile, gelir elde etmenin dışında kendi kişisel kaliteleri artırabilirler mi ?
-Kadınların, bağımsızlık ve özgüven kazanmalarının, Toplum, Aile ve kendilerine kazandırdıkları nelerdir ?
–Kadınlar, gelir elde ettiklerinde, eşit ve özgür mü olmaktadır ?
-Kadınların (çalışarak) kendi hayatlarını kontrol etmelerinin, Kendisine, Topluma ve Aileye getirileri ?
–Kadınlar, İşyerlerine ve Topluma kazandırdıklarına oranla ; kendisi-ailesi de o oranda kazanmakta mıdır ?
–Kadın için “Mutluluk” : Yüksek gelir, yüksek özgüven ve bağımsızlıkla birlikte mi gelmektedir?
–Kadınlar, çocuklarına miras olarak çok mal mı bırakmalı, yoksa onları hayata çok iyi bir şekilde hazırlamalı mıdır ?
–Erken yaştaki çocuklar için : Anne kokusu mu daha değerlidir yoksa çiçeklerin kokusu, oyuncakların çokluğu mu ?
–Erken yaştaki çocukların oyuncakları ile uyuması, çocuklar (ve gelecekleri) için ne ifade etmektedir ?
–Çocukların insan tarafı, hangi durumlarda gelişmekte-gelişmemektedir ?
–İçinde insan sevgisi olmayan birisi : Diğerine sevgi yerine “para” verdiğinde, bu karşı taraf için bu ne ifade etmekte (taraflarına) gelecekte neler sağlamaktadır ?
-Netice itibariyle : Denildiği gibi çalışan kadınlar, (maddi) beklentilerini karşılayarak daha mı mutlu olmaktadır? Çalışma hayatı onlara -gelirleri oranında- stres-gerginlik getirmemekte midir?
–Eşlerin (işyerindeki) başarıları : Eşler arasında bir rekabet doğurarak çat…… ve kıs…….. getirmez mi?
–Çalışan kadınlar yaşlılıklarında : Kariyerleri ile mi övüneceklerdir, çocuklarının hayata sıkıca tutunmaları ve onların mutlulukları ile mi ?
* * *
“Doğru sorular, cevabının yarısıdır.” diyerek, artık bu netameli konuya girebiliriz :
Konu ile ilgili doğru bir yargıya ulaşabilmek için : Konunun, sosyolojik, ekonomik ve özellikle de Kadının : Toplum ve Aile yaşamındaki “Olmazsa Olmaz!” konumunun yanında, insan yaşamına (kadın veya insan tarafı ile) kattıkları dikkate alınmalıdır.
Bunlarla beraber : Sanayi Devrimi ile birlikte kurulan yeni dünya düzeninde, insanların konumlandırılması da konunun açılmasında ve anlaşılmasında, birinci dereceden belirleyicisidir.
* * *
Moda, bir gereksinim midir, yoksa kadını TÜKETİCİ konuma getirerek ÜRETİM FAZLALIKLARINI eritmek için bir dayatma mıdır?
Moda ve gereği : Modanın, kadın yaşamına ve yaşam kalitesine ne kattığı da bu manada dikkate alınmalıdır.
Kadının çalışmasının : Kendisi, ailesi ve içerisinde yaşadığı toplum için ne ifade edeceği, değerlendirmelerde oldukça önemlidir.
Kadının, bir “birey” anlayışı ile, (belki de görüntüde) bir kazanç sağlarken; aynı kazancın (aileye) topluma (birlikte yaşama keyfiyetine) artı “bir değer olarak mı döndüğü” de sorgulanacaklar arasında olmalıdır.
* * *
Yapılan araştırmalara göre Sanayi Devrimi’nin (Kadına-Aileye) getirdikleri :
-İlk Sanayi Devrimi’ni yapan İngilizler, İngiliz kadınlarının açtıkları yüzde 93 oranındaki boşanma davaları ile bu konuda da “bir devrim yapmışlar!”
-Avrupa bugün : “Uzun yıllar evli kalmak modası geçmiş bir gelenektir” düşüncesini yaşamaktadır.
-100 Avrupalıdan 77’si, uzun süreli, dengeli bir ilişkinin en az evlilik kadar anlamlı olduğunu düşünmekte,
-“Avrupalı kadının, iyi eş yerine kariyer, başarılı evlilik yerine bağımsızlık peşinde” olduğu belirtilmektedir.
* * *
Uygarlık :
–İnsanı, çevresini ve kutsal değerlerini tüketmek midir? Neden silaha ayrılan kaynaklar, insanların gereksinimleri için harcanmamaktadır ? Afrika için 30 milyar dolar tüm ihtiyaçlarını karşılayacak olmasına rağmen, kedi-köpek bakımı-maması için yaklaşık 254 milyar dolar harcanmaktadır? Uygarlık: Silah ve kedi-köpek kuaförlerinin artması ile mi ölçülmektedir?
* * *
Değişik toplumlara (kültürlere) göre Kadının Konumunu belirleyen birçok etken arasında öne çıkanlar :
a) Kadının, üretimi ile ekonomiye katkısı, bu katkı derecesinde de kendi geleceğini kazanma arzusu,
b) Kadınlığı, anneliği,
c) “Kadınlar, toplumun bir parçası olmak için, ailenin bir parçası olmak zorundadır…” İnsan (ın) lığın devamı, aile yuvası ile mi mümkündür?
* * *
Kadın Çalışmamalıdır !
-“Hayır! Kadın çalışmalıdır.”
-Peki, neden?
–Üretebilmek, bir insan olarak anlamını bulabilmek,
–Özgür ve ekonomik açıdan güçlü olabilmek,
-Özgürce kendi kararını verebilmek,
–Düşünebilen sağlıklı her insan gibi muhtaç olmamak için çalışmalıdır.
* * *
-“Bir kadın, bir erkeğe muhtaç mıdır?”
-Soruyu değiştirelim :
-Bir kadın diğer insanlara muhtaç mıdır?
-“Evet!”
-Peki, “Bir erkek, bir kadına muhtaç mıdır?”
-Soruyu yine değiştirelim.
-Erkek diğer insanlara muhtaç mıdır?
-Yaşamın, insan neslinin devamı için (Kadına) muhtaçtır.
…
–Kadın evinin hizmetçisi midir?
-Hayır!
–Kadın, erkeğin ihtiyaçlarını karşılayan bir meta mıdır?
-Elbette, Hayır!
* * *
Annelerimiz, eşlerimiz ve kadınlarımız neden MUTLU ve HUZURLU olmalıdır?
–Kadını gülmeyen bir evde yaşayanların yüzü gülmez, huzuru olmaz.
–Kadını mutlu olamayan ülkenin çocukları, mutlu ve üretken olamaz;
–Neticesinde : KADINI MUTLU OLMAYAN bir ülkenin insanları mutlu ve VERİMLİ olamaz.
* * *
O halde :
–Bir kadın, bir erkeği değiştirir.
-Hayır!
–Bir kadın, dünyayı değiştirir.
-Elbette
* * *
–Kadın çalışmamalıdır?
-“Peki, neden?”
-O zaten doğası gereği yeteri kadar çalışmaktadır.
Örneğin :
–Neslin devamı için annelik,
–Çocuğunu eğitmek ve yaşama hazırlamak,
–Evin düzeninin kurulması ve bu düzenin bir “YUVA !” olarak sürdürülmesi,
–Toplum dayanışmasında, “Sosyal Sorumluluk” ;
-Toplum düzeninin korunması adına komşuluk ilişkileri. Bitmedi :
–Bunların üzerine bir de -kimilerimiz kabul etmese de- erkeğinin yönetimi !
* * *
–Eğitilmiş bir anne eğitilmiş çocuklara :
-Eğitilmiş çocuklar, “Sağlıklı bireylere”,
-Sağlıklı bireyler, güçlü milletlere;
–Güçlü milletler, güçlü devletlere sahip olurlar.
…
–Eğitimli bir ANNE, güçlü devlet :
–Anne, Devlet “Devlet, Ana” demektir.
-Eğer, bu kadar ağır yükün yanında :
-“Eğitmen,
-“Hekim,
-“Hukukçu,
-“Hemşire,
-“Yönetici (de), olabilirim, diyorsanız :
-Elbette, siz, kendiniz için en iyi olanı bilirsiniz.
Ancak, sana yine de en güzel olanı : Kadınlık, Annelik yakışır.
* * *
-Bize kimseler sormaz da, eğer sorsalardı; Kadın çalış…… derdim.
-Neden ?
-“Üzüm bağın yakışığıdır.“
Sonsöz :
Bir olayda ulaşılan (içerisinde OLUNAN – BULUNULAN – YAŞANILAN) sonuç, yaşanılanın-uygulamanın en doğru göstergesidir.
Eğer, sonuç olumlu (tarafları mutlu) ise ; yapılanlar, yaşananlar da doğrudur.
www.canmehmet.com
Resim : Görseller web ortamından alınmış, tarafımızdan düzenlenmiştir.