Tarih, kendi ifadesi ve tanımı ile neyi kapsamaktadır? İnsanın hareketlerini, ürettiklerini, düşündüklerini.
Tarih, insanlar için yararlı mıdır ? Elbette.
Tarih : Olmuşların ve geçmişimizin yitip gitmemesi, karanlıklarda kaybolmaması demektir. Geçmişi olmayan bir varlık eksiktir. İnsan, gelişebilmesi için geçmişini ileriye taşıyabilmelidir.
Kendimizi; geçmişimiz olmadan anlamamız mümkün müdür? Elbette değildir.
*
İnsan yapısı gereği : Hiçbir zaman yaptıklarını yeterli, hatasız, kusursuz görmez, bu nedenle daima geçmişi ile kavgalıdır. Kavgalı olmaya da devam edecektir. Aynen günümüzde olduğu gibi.
Tarihte, geçmişte olanlar, insanlara acı verebilir. Bu nedenle insanlar geçmişlerini unutmak, üzerine sünger çekmek isteyebilirler.
Zaman zaman insanlar, önceki olayların, onlara acı vermesi nedeni ile bazen gerçekleri değiştirmiş, bazen de, üzerinde oynamışlardır.
*
Ancak, insanın : İnsanlık tarihinin kaydını çarpıtması veya yok etmeyi düşünmesi, insanları fakir ; fakir kalmalarının yanında geleceği olmayan birileri haline getireceği için tehlikelidir. Gerçeklerle (ibret almayı sağlayacağı için) hiçbir şekilde oynanmamalıdır.
*
Tarihteki olayların ileriye doğru olarak intikal edebilmesi, ancak, doğru düzenlenmiş belgelerle mümkündür. Ancak, bu şekilde geçmişi doğru olarak anlayabiliriz.
*
Mümkün olduğu ölçüde doğrulanmış yeterli kanıt ve belgeler, Tarih yazımlarını desteklemez ise, yapılan tüm kayıtlar ve yorumlamalar ; yazanın kişiliğine, kültür değerlerine ve vicdanına kalmıştır. Kalmaktadır.
Ne zaman ki ; Tarihi yazanlar veya yazdıranlar, kendilerinden bir şey katmaya başlamış ise, o zaman “Tarih“, Tarih yazımı olmaktan çıkmış, “Tarihi Roman” yazımına dönmüştür.
*
“Nutuk” Bir Tarih Kitabı veya Tarihi Belge midir ?
1)“Şevket Süreyya Aydemir ‘İkinci Adam’ adlı çalışması yayımlandıktan sonra İsmet İnönü’yle bir sohbetini rahmetli Abdi İpekçi’ye anlatırken :
-“Ben Büyük Nutuk’ta okuduğum bazı şeylerin ya hiç vuku bulmadığını ya da orada anlatılandan farklı ceryan ettiği duygusuna kapıldığımı söyledim. Paşa gülümsedi ve Nutuk tarihi değil siyasi bir belgedir, dedi” diyor.
2) Kazım Karabekir Paşa’nın Nutuk’un tek kaynak olarak gösterilmesine itiraz eder.
-“…Karabekir, Prof. Enver Ziya Karal’ın yazdığı kitabın ana kaynağının Nutuk olmasını eleştirerek şöyle der:
-“Nutuk çok yanlış ve tarafgiranedir. Nutuk’ta daha ziyade teferruat üzerinde durulmuş ve esaslar kamilen ihmal edilmiştir. Benim yakılan kırk kitabım içinde biri de Nutuk’un hata ve sevap cetveli adını taşımaktaydı.
3) Sabahattin Selek “Nutuk Nedir ve Ne Değildir? Başlığı ile Cumhuriyet’te yayınladığı bir makalede” bir benzetme yapmak gerekirse, 15-20 Ekim 1927 günlerinde: Atatürk “Savcı”, Nutuk, “İddianame”, Kongre “Jüri”, memleket ve dünya kamuoyu da “Dinleyici”dir, demektedir.”
4) Erik Jan Zürcher, Nutuk, aslında 1919-1927 yıllarını anlatan bir tarih metni olarak okunmamalı. Daha çok İzmir suikastı ve sonrasında İttihatçıların ve Milli Mücadele kadrolarının neden tasfiye edildiğinin bir muhasebesi, yani bir hesaplaşma metni olarak okunmalıdır…”
Nutuk konusunda daha fazlası için bakınız : https://www.canmehmet.com/nutuk-ozel-amacli-tarih-mi-1
*
Tarafsız tarih yazımına bir örnek :
Konu : Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’ un fethi ile ilgilidir :
Yunanlı bir yazarın kitabından : “Fetih sabahı Bizans’ ta yerleşik halktan bazıları ve din adamları, bazı kapıları açarak Osmanlıların surları fazla zorlamadan içeri girmeleri sağlanmıştır, ” Şeklinde ifade ile devamla; “ Fetih adeta halk tarafından daha kolay hale getirilmiştir. Çünkü halk; mevcut yönetimin yaptıkları haksızlıklara tahammül edemeyecek hale gelmiş ve Bizans’ ın yıkılmasına adeta yardım etmiştir”
Yazar, Yunanlı olmasına rağmen kıskanmamış, kızmamış, yaşanmışları olduğu gibi yazmıştır. Doğru Tarih Yazımı, Duygusallığı, tarafgirliği kaldırmaz. Tarafgirlik, yapılan işin bir ciddiyetini yok eder.
*
Tarih yazımı ile ilgili çıplak gerçeğimiz : Yakın tarihimiz üzerinde ipotek vardır. Bu ipoteğin nedeni : Birilerinin (resmi anlatımdaki) itibarını sarsacak veya resmedilenin dışında gerçek kimlikleri meydana çıkarabilecek olmasıdır. Bu nedenle konu ile ilgili bilgi ve belgeler ortadan kaldırılmış, yok edilmiştir.
Bizde maalesef tarihi yadigârlarımızın, eserlerimizin yanında bir de tarih katliamı yaşanmıştır.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde (Devlet yapılanmasında), yaklaşık 80-90 yıl öncesine ait Millet Meclisi zabıtlarının sınıflandırma, sıralama “tasnif dışı” ilan edilip halktan gizlenme örneğine rastlanmaz.
*
Tarih : Bize (Kasıtla) ezberletildiği gibi “Üç-Beş Mezar Taşı !” değil, bir Milletin doğru bir gelecek yapılanması için Temeltaşları, Enerjisini aldığı kaynağıdır.
Bu nedenle Tarih yazımında : Birilerini “Kahraman“, birilerini “Hain” yapmak adına çarpıtma yapılmamalı, yaşanmışları (çıkar veya başka nedenlerle) değiştirmemelidir.
Gelecek nesiller nasılsa bir gün gerçeği öğrenecektir. Öğrendiklerinde, hayal kırıklığına uğramamalıdır.
Olaylar, oluş biçimi ile : Bizleri hayal kırıklığına uğratsa da, incitse de veya inandıklarımızı yerle bir etse de : İçerisinde gerçeğin dışında başka bir şey barındırmamalıdır.
Tarih : Geçmiş insanları – parlatmak, karalamak – için yazılmaz. Tarih, gelecekte ki, insanlar için (ders çıkarmaları için) yazılır.
Tarih : Bir milletin geleceğidir.
Tarih bir ilimdir.
Burada sözü Yunus Emre’ ye bırakalım :
“ilim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır
Okumaktan mana ne,
Kişi Hakk’ ı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eri hak bilmez isen
Abes yere yetmektir
Dört kitabin manisi
Tamamdır bir elifte
Sen elif’ i bilmezsin
Bu nice okumaktır?
Yirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca,
Manası ne demektir?
Yunus emre der hoca
Gerekse var bin hacca
Hepsinden iyice
Bir gönüle girmektir.”
www.canmehmet.com
Resim : Görsel web ortamından alınmış ve düzenleme tarafımızdan yapılmıştır.