Kemalizm’in Dinselleştirilmesi : İnkılaplar, Kalkınmaya Değil Osmanlının Tasfiyesine Yöneliktir (12)

(Okuma süresi : 10 Dakika )

Kemalist İnkılapların detaylarına geçmeden İnkılaplardan amaçlanan nelerdir ?

“İnkılap terimi; toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek amacı ile yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim anlamına gelir. “

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm anlamlarını da taşır.

Dilimizde bazı kelimelerin bir, bazı kelimelerin ise birden fazla eş anlamlı kelimeleri bulunur.

İnkılap Teriminin Eş Anlamlısı : Devrim, Dönüşüm, İyileştirme ve Reform’dur.” (1)

İnkılaplar konusunda son sözü baştan söyleyelim : Önümüzdeki bölümde çok sayıda verilecek belgelerde görüleceği üzere, İnkılaplar : Hristiyan Batının, 500 yıl boyunca yaptığı yüze yakın planla, Osmanlı’nın bir daha ayağa kalkmaması için Osmanlı Medeniyeti (iddiaları ile birlikte) Lozan’da “İnkılaplar !” maskesi ile yapılan dayatmalarla tasfiye edilmiştir.

**

Kemalist İnkılaplar : Siyasi, Toplumsal, Eğitim ve Hukuk alanında yapılmıştır.

1)Siyasi İnkılaplar :  

20 Ocak 1921 tarihinde yeni anayasanın kabulü ile başlar.

1)Saltanatın kaldırılması (1922)

2)Ankara’nın başkent olması (1923)

3)Cumhuriyetin ilanı (1923)

4)Hilâfetin kaldırılması (3/3/1924)

5)Kadınlara seçme ve seçilme hakkının (1930)

6)Laikliğin Anayasa’ya girmesi (1937

Toplumsal İnkılaplar :

1)Şapka ve Kıyafet (Şapka Kanunu) (1925)

2)Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (1925)

3)-Batı-Uluslararası takvim ve saatin, yeni rakamlarda değişiklik (1925)

4)Soyadı Kanunu (1934)

5)Lâkap ve unvanların kaldırılması (1934)

Eğitim Alanındaki İnkılaplar :

1)Millet Mekteplerinin açılması (1929)

2)Öğretimin birleştirilmesi (1924)

3)Medreselerin kapatılması (1924) ile

4)Maarif Teşkilatı Kanunu (1926)

5)Harf Devrimi’ne ilişkin kanun (1928)

6)Güzel sanatlarda yenilikler (1928)

7)Türk Tarih Kurumunun kurulması (1931)

8)Dil Devrimi başlaması, Türk Dil Kurumunun kurulması (1932)

9)Üniversite Reformu (1933)

Ekonomi Alanında İnkılaplar :

1)İzmir İktisat Kongresi (1923)

2)Aşar vergisinin kaldırılması (1925)

3)Çiftçinin özendirilmesi,

4)Örnek çiftlikler ile Tarım Kredi Kooperatifleri (1925)

5)Kabotaj Kanunu (1926)

6)Sanayi Teşvik Kanunu (1927)

7)Toprak Reformu (1929)

8)I. ve II. Kalkınma Planları (1933)

9)Yüksek Ziraat Enstitüsünün kurulması (1933)

10)Ticaret ve Sanayi Odalarının kurulması (1935)

Hukuk Alanındaki İnkılaplar :

1)Şeriye ve Evkaf Vekâletinin kapatılması (1924)

2)Yeni Anayasa’nın kabulü (1924)

3)Mecellenin kaldırılması (1926),

4)Türk (gerçeğinde İsviçre) Medeni Kanunu (1926)

5)Türk (gerçeğinde dışarıdan alıntılar) Ceza Kanunu Kabulü (1926)

**

İnkılaplar” Adı altında yapılan Lozan Dayatmalarının kısaca içerikleri :

“SİYASAL DEVRİMLER:

-Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışı.

-20 Ocak 1921 tarihinde millî egemenliğe dayalı yeni anayasanın kabulü,

-1 Kasım 1922’de Saltanatın Kaldırılması,

-29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in İlanı,

-3 Mart 1924’te Halifeliğin Kaldırılması ve aynı tarihte Şeriye Vekâletinin kaldırılması,

-Anayasa’da laiklik ilkesinin ışığında bazı değişiklikler yapılması ve nihayet 5 Şubat 1937’de lâiklik ilkesinin Anayasa’da yer alışı…”

“…Cumhuriyet’in İlanı : 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk Devleti’nin bağımsızlığı kabul edilmişti… Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması,…gerekiyordu. O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Başkanı olarak Atatürk tarafından yürütülmüştü.

Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması’nı onay için Türkiye’deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyorlardı…İşte iç ve dış şartların doğurduğu bu gelişmelerin sonucu olarak 29 Ekim 1923 akşamı Cumhuriyet ilan edildi.di…Atatürk, Cumhuriyet’i ilan ederken DEMOKRASİNİN BÜTÜN KURALLARININ ZAMANI geldikçe uygulanması görüşünde idi.

…Türk milletinin, siyasal haklarını dilediği gibi kullanması, memlekette ÇOĞULCU DEMOKRASİNİN İŞLERLİK KAZANMASI onun temel amacı idi. Nitekim çok partili döneme geçme ile ilgili Atatürk döneminde yapılan İKİ BÜYÜK DENEME, bu hususu göstermektedir.

Ancak çağdaşlaşmayı amaçlayan büyük devrimlerin yapıldığı bu dönemde, muhalefet partileri; iyi niyetlerine rağmen, KENDİLERİNE KATILAN GERİCİ ÇEVRELERİN ETKİSİYLE CUMHURİYET REJİMİNİ DEVİRMEK İSTEYEN fırsatçıların gizli faaliyet odakları hâline geldi. Bu suretle şartların henüz müsait olmadığı bir dönemde, ÇOK PARTİLİ REJİM, İSTER İSTEMEZ bir süre DAHA İLERİYE BIRAKILDI.

TOPLUMSAL DEVRİMLER,… kıyafetin çağdaş şekil alması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, Soyadı Kanunu’nun kabulü, birtakım lakap ve unvanların kaldırılması, uluslararası saat, takvim ve rakamların, ölçü birimlerinin kabulü Türk Devrimi’nin toplumsal alanda başardığı başlıca çağdaş atılımlardır.

Kadın hakları:…Bu devrim sayesinde, Türk kadını, birçok ülke kadınından önce sosyal ve siyasal haklarına kavuştu… (Canmehmet : Bu iddia çok doğru olmadığı gibi OSMANLI (1920) DÖNEMİNDE AÇILAN 27 farklı görüşte SİYASAL PARTİ İLE 40 KADAR KADIN DERNEKLERİ KAPATILMIŞ ve malları CHP’ye-Halk Evleri-devredilmiştir.) (*)

Şapka ve kıyafet Devrimi: Çağdaş giyim-kuşam, uygar oluşun en doğal işareti idi. Bu sebepledir ki Atatürk; çağdaşlaşma atılımları içinde, şapka ve kıyafet devrimine büyük önem verdi… 1925 yılında gerçekleştirilen şapka ve kıyafet devrimiyle toplumumuz, çağdaş giyim şekline kavuşmuş, yaşam tarzı bakımından uygar milletlerle birlik ve beraberlik içinde olduğunu göstermiştir.

Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması:…Ayrıca tekke ve zaviyelerin başında bulunanlar genellikle siyasal amaçlarla ve çoğu kez dini, siyasete alet ederek masum vatandaşlara zarar veriyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti artık, şeyhler ve müritler memleketi olamazdı…. (Canmehmet: Gerçeğinde Halkın dinini öğrendiği Tekkelerin kapatılması :“Sivil Toplum Kuruluşları olan bu yerlerin inkılaplara muhalif olarak tepki vermemeleri için kapatılmıştır.)(*)

Uluslararası Saat, Takvim ve Rakamların Kabulü:

HUKUK ALANINDA DEVRİMLER: Toplumun bugünkü gereksinimleriyle uygunluk göstermeyen eski hukuk anlayışının terki, Mecelle’nin kaldırılarak yerine lâik hukuk sis­teminin ve bu sisteme bağlı Medenî Yasa, Borçlar Yasası, Ticaret Yasası, Ce­za Yasası gibi çağdaş yasaların uygulamaya konulması, Türk Devrimi’nin hu­kuk alanında başardığı başlıca devrimleri oluşturur..

Bu yeni yasalar zaman darlığı ve bu alanlarda iyi yetişmiş uzmanlarımızın sınırlılığı sebebiyle değişik ülkelerin kapsamlı yasalarından tercüme edilerek alındı. Zaman içinde bizim hayat tarzımıza uygun hale getirildi. (Canmehmet : Medeni Kanunlarını aldığımız İsviçre’nin Kanun yapımcısı Huber, kesinlik derecesinde başka bir kültürden “Medeni Kanunlar alınmaz !” demektedir.(**)

EĞİTİM, KÜLTÜR VE SANAT ALANLARINDA DEVRİMLER: Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan hemen sonra millî, demokratik ve laik bir eğitim programı çizilerek öğretim birliğinin sağlanması; Üniversite Re­formu; Arap harflerinin yerine yeni Türk harflerinin kabulü; dilimizin yaban­cı sözcüklerden temizlenerek öz benliğine kavuşturulması; tarihimizin yanlış görüşlerden kurtarılarak doğru temeller üzerine oturtulması; Türk milletinin, dünya uygarlık tarihi içindeki yerinin bütün açıklığı ile belirtilmesi; güzel sa­natlarda gelişmeler Türk Devrimi’nin kültür alanında gerçekleştirdiği başlıca devrimlerdir.

Öğretim Birliğinin Sağlanması: Yeni Türk Devleti’nin kurulmasından sonra millî, demokratik ve laik bir eğitim programı çizilmesi gerekiyordu.

Bu gereksinimi karşılamak üzere 3 Mart 1924 tarihinde “Tevhid-i Tedrisat Kanu­nu” (Öğretim Birliği Yasası) çıkarıldı. Yasa’nın gerekçesinde bu hususu belirtmek “Bir milletin bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim, bir memle­kette iki türlü insan yetiştirir. Bu ise duygu, fikir ve dayanışma birliği amaç­larıyla bağdaşmaz” deniliyordu… Bu yasa ile öğretimde birlik esas alınarak Türkiye’deki bütün öğretim kurumları Millî Eğitim Bakanlığına bağlandı; medreseler kapatıldı, yerlerini çağdaş, millî ve laik eğitim yapan cumhuriyet okulları aldı.

Amaç, öğrenim ça­ğındaki Türk çocuklarına aynı eğitimi uygulamak; onları özgür düşünceli, çağ­daş vatandaşlar olarak yetiştirmekti. Türkiye’deki yabancı okullar da; devlet denetimi altına alınarak bunların millî kültürü zedeleyici, millî duyguları gevşetici eğitim yapmalarına imkân verilmedi.

Yeni Türk Harflerinin Kabulü: Türk dili, kendine özgü bir alfabe ya­zı ile ifade edilmesi gerekirken yüzyıllar boyunca Arap alfa­besi ile yazılmıştı; hâlbuki bu alfabe, Türk dilinin zenginliğini, geniş­liğini ifadeden uzaktı. Bu ihmal sebebiyledir ki Türkçe, kendi kuralları ile yazılan ve söylenen bir dil olmaktan çıkmış; Arap ve Fars dil kurallarının et­kisi altına girmişti. İşte yeni Türk harflerinin kabulü, yazıda da millî benliğimize dönüş bakımından büyük bir devrim oldu. (Canmehmet : Gelecek bölümde, “Harf Devrimi” arka planında yatan ana nedenler açıklanmaktadır.

Dil Devrimi: …Osmanlı İmparator­luğu döneminde Türk dili saray çevresinin ve onlara yakın aydınların çokça kullandıkları Arap ve Fars kelimeleriyle nerdeyse benliğini kaybederek karma­şık bir dil hâline gelmişti…Bu amaçla Türk Dil Kurumu kurularak bilimsel çalışmalar yapıldı. Yeni Türk harflerinin kabulü ve dil devrimi, okuma yazma oranının zamanda yükselmesinde büyük rol oynadı…

Millî Tarih Anlayışı ve Türk Tarih Tezi: Atatürk’ten önce Türk tarihi,…Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile başlatılıyordu ya da İslâm tarihi içinde eritiliyor, Türklerin bu tarih içinde oy­nadıkları rol de ümmet anlayışı nedeniyle yeterince belirtilmiyordu…Bu amaçla Türk Tarih Kurumu kurularak Türk tarihi üzerinde geniş araştırmalar yapıldı…

Güzel Sanatlarda Gelişmeler: Cumhuriyet döneminde güzel sanatlara da büyük önem verildi. Atatürk’e göre: “Güzel sanatlarda başarı, bütün devrim­lerin başarıldığının en kesin kanıtı idi.” Bu görüşledir ki başta musiki, re­sim, heykeltıraşlık ve mimari olmak üzere her çeşit sanat dalında çağdaş an­lamda büyük ilerlemeler oldu.

Ankara’da Devlet Konservatuarı açılarak mü­zik, tiyatro, opera ve bale dallarında öğretime başladı. (Canmehmet : İlginç bir şekilde, “Milliyetçi” olduğunu iddia eden CHP Tek Parti Hükümeti, uzun bir süre radyolarda Türk Müziği çalınması yasaklayacaktır.)

EKONOMİK DEVRİMLER:

…Atatürk bu hususu ifade ederken:

“Özellik­le ekonomik faaliyeti dayandıracağımız esaslar, her türlü bilgiyle beraber, doğ­rudan doğruya memleketimiz topraklarını koklayarak ve bu topraklarda bizzat çalışan insanların sözlerini işiterek belirlenecektir.. Sanayi ve ticaretimiz için de aynı düşünüş egemen olacaktır.” diyordu…

Türk Devrimi; …Bu anlayış içinde Türk ekonomisini kalkındırmak üzere büyük atılımlar yapıldı ve millî bir ekonomi dönemi başlatıldı...1933 yılında ilk beş yıllık, 1937 yılında da ikinci beş yıllık plan uygulamaya konuldu. Bu dönemde tarım, millî ekonominin temeli kabul edildi. Bu nedenle ta­rımda kalkınmaya büyük önem verildi…

Atatürk, “Bu geniş memleketi bayındır hâle getirmek gerekir. Bu halk, zengin olmaya mecburdur. Memleket bayındır olmazsa, bu halk zengin olmazsa, size hâlâ yaşamak imkânından söz ederlerse inanmayınız.” diyordu. Cumhuriyet hükümetlerinin o zamanki bütçesi ile tutumlu davranışlara son derece dikkat edilerek büyük bayındırlık faaliyetlerine girişildi…” (2)

**

Bu (Hazır-Paket Yasa alınması) konularda Mustafa Kemal Paşa ne demektedir :

“Biz, batı uygarlığını bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi yapımıza uygun bulduğumuz için, dünya uygarlık düzeyi içinde benimsiyoruz.” (3) (Canmehmet :  “ Taklitçilik yapalım diye almıyoruz !” Deniliyorsa da alınan İsviçre Medeni Kanunu bire bir kopyadır. (4)

**

Yukarıda çok kısaca özetlenen İnkılapların içeriğine bakıldığında : Ekonomi alanındaki İnkılaplar konusunda : Nerede ise, Ülkede Altyapısının kurulması, Köylüye Tarım ekipmanlarının temini veya üretim-sanayileşme için nerede ise hiçbir inkılap veya çalışma yapılmadığı görülmektedir. (***)

**

Kemalist İnkılaplar bütünü ile ele alındığında :

1)Lozan Antlaşması’nın (kimi örtülü) maddesi de dahil olarak bir dayatmadır. (önümüzde bölümde bu konuda çok sayıda örnek belge verilmektedir.

2)Ülke Kalkınması ile Halkın Refaha ulaşmasında; Ekonomik ve Sosyal yapılandırma alanlarında ciddi bir çalışma yoktur. Bu konuda da gelecek bölümde rakamlar verilmektedir.

**

Devam edecek

Lozan Görüşmelerinde İşgalciler bizden ne istemişlerse biz onları “İnkılaplar !” adına yapmış, bu da yetmemiş, gönderdikleri (görünürde) Yabancı Danışmanların gözetiminde onları uygulamaya, hayata geçirmişiz.

www.canmehmet.com  

Resim : tarafımızdan düzenlenmiştir.

Açıklama ve Kaynaklar :

(*) Kadın dernekleri ve Siyasi Partilerin kapatılması : Kaynak : “Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarında sivil toplum.” Prof.Dr. Ömer Çaha. Ve alıntıları: Cemil Koçak, “Siyasal tarih 1923-1950”,”Çağdaş Türkiye 1908-1980”, Der. Mete Tunçay)

(**)Özetle : Huber : Başka kültür veya milletlerden Medeni Kanunlar alınmaz. Demektedir. Fazlası için bakınız : https://www.canmehmet.com/kemalizmin-dinsellestirilmesi-turk-ve-islam-kulturunde-dogan-osmanli-medeniyeti-batililasma-adina-terkediliyor-10/  

(***) Ülkemizde “Sümerbank tarafından (Ruslar tarafından) kurulan ilk fabrika Kayseri Bez Fabrikası 6 Eylül 1936 tarihinde üretime başlamıştır.”1935 Yılı Tüm ülkede : 1100 traktör ve 100 Biçer Döver vardır.; İhracat Konusuna da bir örnek : 1924 Yılı ihracatı (Osmanlıdan kalanlarla) : 82.435.000 $ ; Cumhuriyet Yönetiminin öncülüğünde yapılan) 1931 Yılı İhracatı:  60.226.000 $ ; “…1923-1930 döneminde özel teşebbüs öncülüğündeki sanayileşme girişiminden istenilen olumlu neticeler alınamadı.

Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin gayretleri ile 20 Nisan 1930’da açılan “Milli Sanayi Numune Sergisi” bu durumu açıkça ortaya koymaktadır… sergide teşhir edilen mallar bir iki istisna dışında Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e intikal eden sanayi kollarının ürünlerinden oluşuyordu. Yani sergi 1923’ten 1930’a kadar Türkiye’de bazı bankalar tarafından devlet desteği ile kurulan sanayi kuruluşları dışında hemen hiçbir ciddi sanayi müessesesinin kurulmadığını gösteriyordu...”

 Fazlası için bakınız : https://www.canmehmet.com/kemalizmin-dinsellestirilmesi-kemalist-inkilaplar-neden-halkin-refahina-degil-kultur-donusumune-hizmet-ediyor-11

 (1) https://www.sabah.com.tr/egitim/inkilap-es-anlamlisi-nedir-inkilap-kelimesinin-es-anlami-olan-sozcuk-ve-cumle-icinde-kullanimi-e1 6988985#:~:text=%C4%B0nk%C4%B1lap%20terimi%3B%20toplum%20d%C3%BCzenini%20ve,%2C%20iyile%C5%9Ftirme%2C%20devrim%20anlam%C4%B1na%20gelir.

(2)https://yeni.ataturkansiklopedisi.gov.tr/detay/887/Atat%C3%BCrk-Devrimleri

(3)(Afetinan, Atatürk Hakkında H.B., s. 176) Dip not kaynağı: Atatürk Araştırma Merkezi, https://atam.gov.tr/uygarlik-ve-cagdaslasma/

(** ve 4)“İsviçre Medeni Kanunu, 1907 yılında Eugen Huber tarafından hazırlanmış ve 1912 tarihinde İsviçre’de yürürlüğe girmiştir.”

“…Bir tarihçi olan Eugene Huber : “Tatbikat ve mahkeme içtihatlarının hukukun tezahüründe esaslı bir mevkileri vardır…Hukukun birleştirilmesi (tevhidi) ve terakkisi için mevzuatın zaruri olduğu yerlerde yazılı kanunlar, “halk vicdanının temayüllerini belirtmeye mahsus vasıtalardan başka bir şey olmamalıdır.

Kanunlar halkın vicdanından çıkmalıdır, tâki devrinin ihtiyaçlarını kavramış her zeki adam onların kendi kalbi ve kendi aklı (raıson) tarafından emredilmiş olduğu hissine varabilsin. Hiç bir taklit, hiç bir ilim, hiç bir muhayyele kuvveti bu sahada hayatın mübrem ihtiyaçlarının yerini tutamaz”. Demiştir. Özetle : Başka kültür veya milletlerden Medeni Kanunlar alınmaz. Demektedir. Fazlası için bakınız : https://www.canmehmet.com/kemalizmin-dinsellestirilmesi-turk-ve-islam-kulturunde-dogan-osmanli-medeniyeti-batililasma-adina-terkediliyor-10

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*