İlim bir okyanus, Bilim sahildeki kum tanecikleridir. Bilinç-Beyin-Zihin, insan aklı ile yaratılmadığı için ne akıl hastalıklarına bir çare bulunabilmiş (*) ne de beynin yapılanması/çalışması doğru olarak kavranabilmiştir.
**
Bilinç : Bireyin öznel -kişisel- farkındalığını ve dünyaya ilişkin deneyimini ifade eder. Bilinç, kişinin düşüncelerinin, duyumlarının, duygularının ve çevrenin farkında olma durumudur. Bilinç, bilgiyi bilinçli olarak algılama, işleme ve yanıt verme yeteneğini içerir. İlerleyen bölümlerdeki açıklamalarda görüleceği üzere beyin ve onun sinirsel aktivitesi, aklın ve bilincin ortaya çıkması için gereklidir ancak bu kavramlarla eşanlamlı değildir.
**
Bilgi-nesnenin olmadığı yerde bilim de yoktur. Açık ifadesi ile, İlim var olduğu için bilim söz konusudur. İnsandan : (İlmi) Bilinç-Zeka-Ruhu çıkardığınızda, geriye ne kalacak ve bilim, bilgiyi nasıl üretecektir ?
**
Bilim : İnsanın araştırma ve gözlem yoluyla elde ettikleridir.
**
Bilim : İnsanın, olanı, yaratılanı incelemesinin sonucunda oluşmaktadır. İlim sahibi olan Allah, kâinatı bir deney sonucu değil, iradesi ve bilgisi ile yaratmıştır. Bu nedenle ilim -yaratılanlara değil- Alemlerin Rabbine ait olanlardandır.
Bakara Suresi : 31-32-33 ; “Ve Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra bunları meleklere gösterip “Sözünüzde doğru iseniz şunların isimlerini bana söyleyin” dedi., “Seni tenzih ederiz! Bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur. En kâmil ilim ve hikmet sahibi şüphesiz sensin” cevabını verdiler.”, “Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara bildir” dedi. Onlara bunların isimlerini bildirince de “Size ben göklerin ve yerin gizlisini kesinlikle bilirim; yine sizin açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilirim demedim mi!” buyurdu.(1)
Alak Suresi : 96:1-5 ; “Oku yaratan Rabb’in adına, İnsanı bir yumurta hücresinden yaratan! Oku çünkü Rabb’in Sonsuz Kerem Sahibidir, (insana) kalemi kullanmayı öğretendir, İnsana bilmediğini belleten!” (2)
**
“…bütün kâinat Allah tarafından O’nun özgür iradesiyle muayyen şartlarda ve kendine has işleyiş kanunlarıyla birlikte yaratılmıştır...”
A’raf Suresi-179. Tefsiri: “…kalb kelimesi genellikle “insanın kavrama, bilme ve algılama, sağlıklı hüküm verme yeteneği”, kısaca “akıl” anlamına gelir Buradaki kalb, göz ve kulak kelimeleri, aslında duyma (his), algılama, düşünme, kavrama, bilme gibi insanı bilgiye, tefekküre ve imana götüren temel insanî yetenekleri ifade etmektedir. Nitekim, “kavrama” kelimesiyle çevirdiğimiz fıkıh da sıradan bir bilmeden ziyade “bir şeyin mahiyetini temelden ve doğru olarak anlayıp kavramak” demektir.(3)
**
Bir aynaya baktığımızda kafamızın olmadığını gördük, İlk tepkimiz : Bunu nasıl fark ettiğimiz mi olur veya endişe ile kafamızı mı arardık ?
Kimilerimiz, yaşam ve çevre ile ilgili tüm bilinmeyenleri ve olayları İlmin (4) değil de bilimin (5) çözeceğini düşünür.
Ancak bilinir ki; bilim, doğa konusunda çalışmalar yapmaktadır. Bu nedenle, yaşam/insanla ilgili, bilinç, beyin, zihin, akıl ve ruh konusuna bugüne kadar yeterli bir açıklama getirilememiştir.
*
Ve insan aklı ile yaratılmayan kainatı (6) materyalist anlayışla, “bilim” ışığında – bilgilendirilmemiş akılla- kavramak mümkün müdür ? Eğer bu mümkün olabilseydi, akıl hastalıklarına bir tedavi metodu geliştirilemez miydi ? Bir tedavi geliştirilemiyor, çünkü, insan aklını, insan yaratmamış/meydana getirmemiştir.
*
Peki, bilim ve temel dayanaklarından materyalizm (7) İnsana rehber olabilir mi ? Olaylara materyalist gözlükle bakan bilim, doğaüstünü (8) değil, Doğa’yı incelemektedir.
Bu noktada şöyle bir şu soru gündeme gelirse : İnceleyemediğimiz-araştıramadığımız-kucaklayamadığımız ve kavrayamadığımız bir konudaki gerçekleri “yok !” sayabilir miyiz ? Örneğin; yeteneklerimizle -maddi değerlerle- göremediğimiz, ölçemediğimiz, tartamadığımız Aklımız için “Yoktur !” diyebilir miyiz ?
Devam edecek.
Resim : Görseller web ortamından alınmış düzenleme tarafımızdan yapılmıştır.
Açıklama ve Kaynaklar :
(*)Bakara Suresi : 255. Ayet (Âyetü’l-kürsî) : “Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.”
1-2: Daha fazlası için bakınız : https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Alak-suresi/6107/1-5-ayet-tefsiri
(3) Daha fazlası için : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 629-632
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/A’r%C3%A2f-suresi/1133/179-ayet-tefsiri
(4) İlim: Değişmez-mutlak bilgidir. Bilimin ürettikleri (zamana, mekana-şartlara göre) sürekli olarak değişme gösterebilmektedir. Dün doğru olarak kabul edilenler, bugün doğru kabul edilmemektedir.
(5) Bilim: Dünya’yı izleyerek, dinleyerek, gözlemleyerek ve kaydederek gözlemlemekten oluşur. Bilim hem bir bilgi birikimi hem de bir süreçtir. Genel olarak bilim, genel gerçekleri veya temel yasaların işleyişini kapsayan bir bilgi arayışını içerir. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik evren ve bu evrende meydana gelen olaylar hakkındaki bilgi sistemine bilim denir. Bilimi tanımlamaya yönelik bir diğer yaklaşım ise bilginin uygulama yoluyla kazanılmasıdır…”
(6) Kainat: Duyu ya da akıl yoluyla kavranabilen veya mevcudiyeti düşünülebilen, Allah’ın dışındaki varlık ve olayların tamamını ifade eden terim.
(7) Materyalizm: “Var olan her şeyin maddeden ibaret olduğunu, maddeden bağımsız fizik ötesi bir alanın (Metafizik : “Varlığın doğasına ilişkin bir araştırma, varlığı tanımlama girişimi..”, “Neyin var olduğunu, nasıl olduğunu genel manada inceleyen felsefe dalı.”, “Metafiziğin doğası ve kapsamı : “kendi başına varlığın” incelenmesi (yani varlığın doğası veya bir şeyin var olmasının veya var olmasının ne olduğu) ve “şeylerin ilk nedenleri”nin incelenmesi. “Metafizik yalnızca açık ve tutarlı düşünmeye yönelik alışılmadık derecede inatçı bir girişim anlamına gelir.” ) bulunmadığını, bilinç, duygu, düşünce vb. unsurların maddeden kaynaklandığını, olup biten her şeyin sadece maddî sebeplerle açıklanabileceğini, sonuç olarak tabiat üstü bir gücün mevcut olmadığını ileri süren, özünde tanrıtanımaz (ateist, mülhid) doktrinler bütününe verilen addır..” (Daha fazlası için bakınız : https://islamansiklopedisi.org.tr/materyalizm
(8) Doğaüstü: a) Doğal olanın üstünde veya ötesinde olan ; doğal yasa veya olgularla açıklanamayan; anormal. b)Tanrı’ya veya bir tanrıya ait, bunlarla ilgili, karakteristik veya atfedilen.
https://www.canmehmet.com/ilimden-uzaklasan-bilim-aldatiyor-ve-zarar-mi-veriyor-3