Son sözü ilk baştan söyleyelim. Sosyal Ağlar, özellikle aile ve yakın çevremizle olan ve olması gereken samimiyeti, samimi ilişkileri öldürüyor. Öldürmekle kalmıyor, yalnızlaştırıyor, bunlarla birlikte üretkenliğimizi, zamanımızı çalarak yok ediyor.
Bu noktada şöyle denilebilir : İhtiyacımız olan ürünleri giderek makineler-robotlar üretmiyor, üretim işini bizim adımıza yapmıyorlar mı ?
Bu görüşü doğru kabul ettiğimizde, biz (kendimizi) : Üretmeyen-düşünmeyen-sorgulamayan-eleştirmeyen mekanik ve sadece bir tüketici konumuna getirmiş olmaz mıyız ?
…
Değerli Aile Büyüklerimiz, Çocuklarımızı EVLATLIK verdiğimiz, yeni aileleri, “Sosyal Medya“ ile daha az mutlu olmalarının yanında ; geleceğe, gerçek hayattan kopuk yetiştikleri için tamamen hazırlıksız büyüdüklerini de elbette bilirsiniz. Onları gelecekte “Sanal Dünya“ değil, içerisinde içerisinde köpek balıklarının da yüzdüğü Gerçek Dünya beklemektedir.
…
Bu girişten sonra konuya girebiliriz.
İleri derecede toplu yaşamın kahramanları karıncalar ve arılar, bir uygulama yaparken düşünmezler. Buna karşılık İnsanlar düşünürler. Ancak, düşündükleri halde değil ileri derecede bir yaşam şeklini, normal bir düzeni dahi gerçekleştiremezler. Neden ?
…
Arıların ve Karıncaların, ne kitapları, bilgisayarları, telefonları ve ne de Facebook, Twitter’ları, iletişim araçları vardır. Hatta ihtiyaçlarını satın alacak değerli madenleri, paraları, bir kredi kartları dahi bulunmamaktadır.
Bunlara rağmen, İnsanların hayal dahi edemeyeceği ileri seviyede toplu yaşam düzeyine sahiptirler.
Karıncalar arasında (bilinen) bir sınıf farkı da yoktur. Kimileri gibi “Kibir Abidesi!” de değildir.
…
Bu yazımızın konusu, İnsan ve gönüllü kölesi olduğu ‘Sosyal Ağlar’dır.
Sosyal Ağlar, İnsanı uyuşturmak için kullanılan “Modern Afyon!” mu?
Sosyal Ağlar, birilerinin insanı kullanmak için şekillendirmeye hazırladığı Hamur Kazanı mı?
Sosyal Ağlar, İnsanın enerjisini, en değerli varlığını zamanını, ahlaki değerlerini emen bataklık mı?
Sosyal Ağlar, yerelliği-özgünlüğü-zenginliği öldüren, insanı Tek Tipleştiren, robotlaştıran bir cinlik mi?
Sosyal Ağlar, Küresel Sermayenin (Kapitalizmin, tüketimin) yeni tuzağı mıdır?
…
Önce Amerika ve Rusya’nın “Soğuk Savaş”, gerilim siyaseti vardı;
Şimdi, hepimizin Sosyal Ağları, eğlence, uyuşturma, tektipleştirme, izlenme merkezleri var.
…
-İnsanlar, kendi başlarına bir değer üretememekte midir?
-İnsanlar, kendi sorunlarına bir çözüm getirememekte midir?
…
-İnsanlar, çoklu akıl ile meselelerine daha verimli ve daha akıllıca bir çözüm getirebilirler mi?
İnsanlar, sadece ait oldukları sınıflar arasında mı dayanışma sergilemektedir?
İnsanlar, kendilerinden olmayanlarla, paylaşmamakta ve çözüm ortaklığına girmemekte midir?
…
Soğuk savaş döneminin bitmesiyle, gelişmiş ülkelerin silahlanma yarışı için harcadıkları dev paraların, kısmen de olsa, dünyadaki fakirliğin ortadan kaldırılması amacıyla kullanılacağını sanıyordum.
Bana öyle geliyordu ki, Hristiyan değerler üzerine inşa edilmiş medeniyetler, dünya üzerindeki 800 milyon insanın aç, bir milyardan fazla insanın içecek sudan mahrum kalması, 2 milyardan fazla insanın elektrik şebekesiyle henüz tanışmamış olması ve dünya nüfusunun yarısı olan 3 milyar insanın da temel ihtiyaç maddelerinden yoksun durumda bulunmasına asla tepkisiz kalmazlar ve içlerine sindiremezlerdi. (Yerküre Manifestom, M.Gorbacov)
Devam edecek:
-Sosyal Ağlar : Uyuşturucu Afyon mu, topluluğu yönlendiren (Mühendislik) araç, tüketim tuzağı, (Yeni dünya düzeni için) bir yaşam dayatması mı?
Resim : Tarafımızdan hazırlanmıştır.