Lozan’da Lokomotif Vagonlarından Ayrılır. Salip, Hilal’i Halletmiştir! (2)

İngiltere Başbakanı Curzon’un akrabası, Hindistan valisinin kardeşi, 1918-1922 yıllarında yeni devletin yapılanmasında adı geçen İngiliz istihbarat subayı Rawlinson’u (*) henüz tanımayanlara bir şarkı çalıyoruz! “Desene ki güzelim sen hiç yaşamamışsın!

Birinci bölüm özetle : Salip (Hristiyan Avrupa), Lozan’da kendisine sömürmesi için engel olan Hilal’i (Halife/Hilafet Kurumunu) halleder ve ‘Doğu Sorunu” onların açısından mutlu bir sonla noktalanır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ana parçalanma nedeni, Avrupalı tarihçilerin tespitleri ile,  “Avrupa devletlerin aralarındaki rekabet ve Osmanlının mirasının büyüklüğüdür.”

-Birinci Dünya Savaşı resmi olarak, 12 Kasım 1918’de sonlanmasına rağmen, savaştan sonra oluşturulacak, “Yeni Dünya Düzeni”, Dönemin büyük devletlerinden ve bu işin öncülerinden olan İngiltere tarafından, aylar önce,  5 Ocak 1918’de açıklanır.

– Lozan antlaşması resmen, 24 Temmuz 1923’te imzalanmasına rağmen, gerçeğinde antlaşma büyük devletlerden;-Fransa ile, 20 Ekim 1921;-İngiltere ile, 5 Haziran 1926 Tarihinde imzalanmıştır.

Diğer ifadesi ile, Büyük devletlerle Lozan’da yapılmış olan, oluşturulacak  yeni dünya’nın çevre düzenlemesidir. 

Antlaşma Türkiye ile değil, galiplerin arasındadır.-ABD’nin Lozan antlaşmasını imzalamaması-nın altında,  Chester Projesi mi, vardır. Perde arkasında İngiltere-Fransa ile ABD’yi, tabiri uygun olursa boğaz boğaza getiren bu proje, “1922 yılında Ankara’nın da gündemine oturur. “Proje görüntüsü itibari ile ulaşım ve kalkınma sorunlarının çözümü gibi insani amaçlara yönelik, masum bir izlenim vermektedir.

Ancak, projenin işgal ettiği bölgenin hem siyasi hem de kaynak zenginliği açısından İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin çok önceden dış politikalarının ilgi odağı olduğu hatırlanırsa, bu iki ülkenin böylesi bir proje müzakerelerini başlatmış bulunan Türk-Amerikan b l o ğ u n u n karşısına dikilmekte duraksama göstermeyecekleri açıktı ve nitekim de öyle olmuştur.

Chester Demiryolu Projesi, kısa zamanda, uzun vade hedefinin bölgenin sahip olduğu petrol kaynaklarının kontrol altına alınması olduğunun anlaşılması üzerine özelikle Fransa, Amerika ve Türkiye arasında son derece ince hesaplara dayalı gizli diplomasiyi davet etmiştir. (1)

-ABD-Türkiye Manda konusu;” ABD Başkanı“…Woodrow Wilson’un Türkiye’nin doğusunda bir Ermenistan kurmak çabalarının olmayacak duaya amin demek olduğunu, dağılan Osmanlı Devleti topraklarının hepsinin ya da bir bölümü üzerinde manda üstlenmenin, Türk tepki ve direnişinden başka ABD bütçesi için büyük masrafları ve askeri birlikleri bulundurmayı gerektireceğini çabuk anlamış ve bu heveslerden vazgeçmişti. (2)

-İngiltere, Birinci Dünya savaşının başlaması ve sonuçları itibariyle,  Osmanlının yıkılmasına-paylaşılmasına öncülük eden ve Osmanlının mirasından en büyük payı alan Fransa ile birlikte devletlerinin önündedir. Ancak, ABD ile petrol nedeni ile takışır ve bu gizli sürtüşme onu dünyanın, “süper gücü” vasfının kaybetmesinin nedenlerinden biri olur.

2. Dünya Savaşında Avrupalıları, Hitler’in karşısında düştükleri zor durumdan da ABD kurtaracak ve “Süper Güç”  ünvanını İngiltere’nin elinden almakla birlikte, İngiltere’yi verdikleri borç paralar ile boğazına kadar batağa sokacaktır. Bunların sonucu olarak İngiltere, kırk-elli yılda, Avrupa liderlik sıralamasında aşağılara düşecektir.Bugün “İngiltere, ekonomik olarak bitmiştir.” Dersek, çok fazla abartmış olmayız….

Birinci Dünya savaşı’nın görünmeyen yüzünde, Salip, Hilal ve bunların evvelki maçlarının rövanşı vardır. Bunun ne olduğunu özellikle açıklamıyoruz. Meraklıları, bu bilgilere web ortamında çok kolay ulaşabileceklerdir. Biraz ipucu verirsek;-Osmanlı İslam Dünyasının görünürde belki de en son bağımsız İslam ülkesi ve lideridir.

-Lider Osmanlı bir lokomotif, Lokomotif’in sembolü de Hilafet tir. Hilafet Lozan’da kaldırılarak, Lokomotif (Osmanlı) ile Vagonlar (Diğer Müslüman Milletler) arasındaki bağ koparılır. Neden?

Nerede ise tüm büyük devletlerin tarihçilerinin, Türkleri-Osmanlıları tanımaları adına yaptıkları binlerce araştırma, binlerce eser vardır. Peki, bu araştırmalar neden yapılır? Siz bir toprağı neden kazar, derinliklerine inersiniz? Elbette değerli madenler bulmak, işlemek ve değerlendirmek için…Onlarda yaptıkları araştırmalarda : Bir aşiretin, nasıl cihan İmparatorluğu olabildiğinin sırrını,Gaza-Fetih” anlayışını bulurlar. Bunu en önce tespit edenler de İngilizlerdir. Bu nedenle İngiliz Başbakanı, yazının başında anlatılan Rawlinson’un da akrabası olan bu siyasetçi, bu ifadeyi, çok açık olarak kullanabiliriz, İslam ve Kuran düşmanı”dır. Bunu konuşmaları ile çok kere ispat etmiştir.

“Türklerin elinden Kuran alınmalıdır” Petrol için zaten karar verilmiştir….

-“Sevr anlaşması öncesi Lozan’daki İngiliz temsilcisi Lord Curzon hükümetine verdiği memorandumda bütün batı dünyasının görüşlerine tercüman olarak şu açıklamayı yapıyordu.

“Türkleri Avrupa’dan ve İstanbul’dan sürmek için 500 yıldır beklediğimiz fırsat doğmuştur. Bu fırsat asla kaçırılmamalıdır.”-1899 Yılında Avam kamarasında yaptığı bir konuşma sırasında Kur’an-ı Kerimi gösterip masaya atarak “bu Kuran Müslümanların elinde kaldıkça biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ya Kuran’ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur’an’dan soğutmalıyız” diyen İngiliz Başbakanı Gladston ise, Lord Curzon’un bu görüşünü destekleyerek “Barbar Türkleri Asya’ya Sürmeliyiz” açıklamasını yapıyordu…”(3)

Bir diğer ifade ile, Salip’in ( Hristiyan Avrupa ) birinci dünya savaşının görünmeyen yüzünde iki ana hedefi vardır.- İnandıklarına (Evanjelik anlayışlarına) karşılık gelen, Kuran ve Hilafet, Çıkarlarına karşılık gelen, Petrol. Bu ikisi de Lozan’dan evvel kararlaştırılarak halledilmiştir. Aslında onlara göre, “Doğu Sorunu Kapanmıştır.

-Lozan’da, İngiltere-Fransa arasındaki sürtüşmeden belki de bizim için gelecek adına yararımıza olan bir durum, Denge ortaya çıkmıştır. İngiltere ve ABD’in birliktelikleri, petrol üzerindeki çıkar hesaplarının beklentilerini karşılamaması nedeni ile çatlamıştır.

Bu pencereden bakıldığında TOP!  İngiltere’nin, BOP’ ta Amerikalıların eseridir… Her doğru her zaman  her yerde söylenmez…Ancak, bazı doğruları bazı yerlerde söylemek farzdır….Eğer, yazılanların daha fazla bilgi ile desteklenmesi gerekir diyenler olursa,  onlara çok kolay ulaşabilecekleri cevaplara ait iki soru :

İnönü Lozan’dan dönünce, Atatürk’le başbaşa görüşme ihtiyacı duyacaktır? Neden, ki, bu milli-hayati bir meseledir, görüşme yeri MİLLET MECLİSİ olmamalı mıdır?

Misak-ı Milli, (Ulusal yemin)  Sivas kongresinde alınan bir karar olmasına rağmen en önemli maddelerinden biri olan “Hilafete ne olmuştur?

Lozan antlaşması Meclisten nasıl geçmiştir? Daha doğrusu geçmemiştir de, nasıl geçirilmiştir? Bu tip uygulamalar Cumhuriyet yönetimlerinde -Meclis uygulaması olan ülkelerde- usulden midir?

Toparlanırsa : Lozan’da, Şeyh Edebali’nin ünlü ağacı budanmışkanırta kanırta topraktan sökülmüş, bir saksıya dikilmiş ve bu saksıdaki ağaççık!  Uzun süre sentetik ve estetik vitaminlerle beslenmiştir….

Son söz :

İngilizlere göre, “Bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir.”

-Dünyanın, o gün için bilinen en büyük petrol yatakları olan Musul-Kerkük alındı mı?

-Yes Sir.

-İngilizlere göre, “Kuran, Türklerin ellerinden alınmalıdır.

-Kuran ellerinden (Laiklik maskesi ile) ellerinden, (gönüllerinden!) alındı mı?

-Yes, sir.

-Is everything ok?

-Yes sir,

Peki, üç çadırla bir çağı kapatan-açan Osmanlı bunu yer, hazmeder mi?

Yer! Ancak, hazmedemez, çıkarır!

www.canmehmet.com

Resim : Tarafımızdan düzenlenmiştir.

(*) Albay Alfred Rawlinson,Bir İngiliz istihbarat subayıdır. Önemi, 1918-1922 yıllarındaki Kafkasya ve Doğu Anadolu’da görevinden ve mensup olduğu aileden gelmektedir. (Lozan’da İngiltere’yi temsil eden) İngiltere Başbakanı Lord Curzon’un yeğeni ile evlidir. Kardeşi İngilizlerin sömürge valisi, amcaları da milletvekilidir. Kazım Karabekir Paşa’nın günlüklerinde anlattığına göre, “Cumhuriyet’i düşünmeleri”ni söylemiştir.(**)Hilal, İslam’ı; Salip, Haç’ı temsil etmektedir.

(1)Fransız Arşiv Belgelerinin Işığında Chester Demiryolu Projesi, Doç. Dr. Bige Sükan Yavuz(2)(http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/800/10216.pdf(Konunun meraklıları detaylar için belirtilen web adresine bakabilirler.)

(3)Prof. Dr. A. Haluk ÇAY, 1996, “Her Yönüyle Kürt Dosyası” S.13–14, Turan Kültür Vakfı Yayınları Ayrıca bakınız, Prof. Karaca’nın “Büyük Oyun” isimli eserine

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Anti-Spam Quiz:

*