Ülkemizin bu kadar çok engellenmeye rağmen büyümesi, ihtiyacı olan yüksek teknolojileri üretmesinin arkasında elbette Yüce Milletimizin yetenekleri, girişimciliğinin yanında, memleket sevdasıyla yoğrulan, tüm engelleri göğüslemeye hazır, memleketimizin has evlatları, Asım’ın Nesli (*) vardır.
Peki, ne oldu da kafasına (Musul/Petrol konusunda ileriye dönük) çuval geçirilerek mesaj verilmek istenen, çağ açan Fatihlerin, Yavuzların ve Muhteşem Süleymanların torunları ülkemizi çok kısa sürede, bir yıldız yaparak; “Bu yarışta yeniden biz de varız!” dedirtmiştir?
İnanırsan ve bunun bedelini çok çalışarak ödersen oluyor.
Hepsi bu.
…
Ülkemizin kaderini değiştiren kırılma noktası öncelikle, Akıllı Enerji Politikaları‘ dır.
2000’li yıllara geldiğimizde ülke ekonomisi (yetersiz) enerji ve kaynaksızlık nedeniyle kilitlenmiştir.
Cari açığımızın ana nedeni Enerji/Petrol/Gaz ithali ve buna yapılan ödemelerdir.
Üstelikte bu ödemeler, yüksek faizle alınan dış borçlarla yapılmaktadır.
Özetle içinde bulunulan, gelinen durumda halkın alınteri, dışarıya, bir avuç yabancı tefeciye gitmektedir.
Enerjiniz yoksa, üretemiyor, büyüyemiyor ve borç batağından kurtulamıyorsunuz.
Ülke o hale gelmiş ki, yıllık enerji ithalatına ödenen bedel 50 (elli) Milyar dolara ulaşmıştır. Bu tutar da ülke yeteneklerinin üzerindedir.
“İmdat!….”
…
Enerji yaşamdır.
Enerji, özellikle üreten ekonominin, hatta devletin nefes borusudur.
Yeterli enerjiniz yoksa, sağlıklı bir yaşam sürmeniz mümkün değildir.
Bu nedenle 21. Asır, “Enerji Asrı” ; bu nedenle Ortadoğu’nun yeni yapılanmasının arkasında “enerji ve enerji yollarının kontrol edilmesi savaşları “vardır.
Devletimiz bunu çok iyi gördüğü için Enerji politikasındaki nihai hedefini;
–“Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını sonlandırmaktır…” ifade ve iddiası ile açıklamıştır.
Bilinmektedir ki, Ancak, bu şekilde sürdürülebilir bir ekonomiye ve gelecek hedeflerimize, ulaşabilecek; cari açığımızdan tamamen kurtulabilecek, hatta uluslararası arenada büyük devletlerle aynı masa etrafında eşit şartlarda pazarlık yapabileceğiz.
2000’li yılların başından günümüze elektrik üretim değerleri birlikte verilmektedir. Ki: nereden nereye geldiğimiz çarpıcı şekilde öğrenilme imkanı bulunsun.
…
Rüzgar enerjisi: (Kaynak 1)
2002 yılında yok denecek azdır.
2016 Yılı sonu itibariyle (kapasite): 15370 (GWh)
…
Güneş Enerjisi: (Kaynak 2)
Türkiye’de uzun zamandan beri ihmal edilmiş olmakla birlikte, son yıllarda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2013 yılı sonuna kadar 600 MW güneş elektriği üretim sisteminin kurulmasını ve bu elektriği yeni YEK Kanunu ile açıklanan fiyattan 10 yıl süreyle satın alma garantisi vermesi canlanma içine girmiştir…” (**)
2016 Mart sonu itibariyle Türkiye’nin şebeke bağlantılı güneş enerjisi kurulu gücü 388 MWe kapasiteye ulaşmıştır…TEDAŞ, devreye giren santraller haricinde 2.386 MW kapasiteli projeye de onay vermiştir. Bu tesisler devreye girdiğinde toplam kurulu güç 2.774 MWe seviyesine, yıllık elektrik üretimi ise 4 milyar 50 milyon kilovatsaate ulaşacaktır…
2016 Şubat sonu itibariyle devreye girenlerle birlikte…tüm santraller devreye alındığında Türkiye’nin GES kurulu gücü 3.360 MWe seviyesine ulaşacak ve yılda 4 milyar 905 milyon kilovatsaat enerji yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı güneşten sağlanmış olacaktır. Bu üretim miktarı bugünkü rakamlarla Türkiye elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 1,85 ine karşılık gelmektedir.
…Kaba bir hesapla tüm tesisler tamamlandığında öğle saatlerindeki elektrik tüketiminin yüzde 5,92‘sinin güneş enerjisi ile karşılanacağı söylenebilir…”
…
Türkiye’de elektrik üretimi ve tüketimi- 2016 yılı sonu (geçici) : (Kaynak 3)
-DOĞAL GAZ: 87.797.441.063 (% 32,1)
-HİDROLİK : 67.273.973.436 (%24,6)
-TAŞKÖMÜRÜ +İTHAL KÖMÜR : 53.777.704.022 (%19,7)
-LİNYİT: 38.460.314.490 (%14.1)
-JEOTERMAL+RÜZGAR+GÜNEŞ : 21.246.205.350 (%7.8)
-SIVI YAKITLAR: 2.652.914.420 (1.0)
-YENİLEBİLİR + ATIK: 2.179.008.017 (%0.8)
ÜRETİM (2016) : 273.387.560.799 kWh
TÜKETİM (2016): 278.345.608.308 kwh
…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerdeki açıklamasına göre:
“..Türkiye’nin kömür rezervi 7.5 milyar tondan 15 milyar tona yükseldi. Elektrik üretiminden nükleer yüzde 10 pay alacak.
BİR ÜST LİG İÇİN GÜÇLÜ SACAYAĞI
Bakan Albayrak yerli kaynaklardan elektrik üretimini yüzde 49.3’e çıkararak son 15 yılda sessiz bir devrim gerçekleştirdiklerini ifade ederken bu oranda çıtayı 3’te 2’ye yükselttiklerini belirtti. Hedef milli ve bağımsız kaynaklarla enerjinin itici gücünü kullanıp Türkiye’yi bir üst lige de çıkarmak…
“% 49’LUK YERLİLİK ORANIYLA SESSİZ DEVRiM YAPTIK”
Bakan Albayrak, Türkiye’nin son 15 yılda çeşitli alanlarda yaşadığı dönüşümü ‘sessiz devrim’ olarak nitelendirdi. “Geçtiğimiz 15 yıllık yolculuğumuz, sessiz devrimdi…
Albayrak, son 10 yılda ortalama 44 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıldığını, maden ithalatıyla birlikte rakamın 55 milyar dolara çıktığına dikkat çekti. Albayrak “Yerli kaynaklardan elektrik üretimini 2016’da yüzde 49.3’le en yüksek seviyeye çıkardık. Bundan sonra hedef en az 3’te iki. Yerli kömürden elektrik üretimini de yüzde 23’le en yüksek seviyede artırdık” ifadesini kullandı.
“GÜNEŞ PANELLERİNDE YERLİLİK % 70’E ULAŞTI”
Bakan Albayrak sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneş panelleri ilk yıl yüzde 60, takip eden yıl yüzde 70 yerlilik oranına ulaştı. 8 bin kalem kırılımı olan rüzgâr türbini teknolojisinde de muazzam bir yerlileştirmenin önünü açacağız.”
3 KAT ARTIŞ VAR
Bakan Albayrak, 15 yılda elektrikte kurulu kapasitenin 3 katına çıktığını, elektrik üretiminin 2 katından fazla bir noktaya geldiğini vurguladı.
Elektrik üretimi nereden nereye geldi?
-2002 Yılı Kurulu güç (mw) : 32.000
-2016 Yılı Kurulu güç (mw) :79.000
-Elektrik üretimi 2002 Yılı: 130 (gwh)
-Elektrik üretimi 2016 Yılı: 273.500 (gwh)
SON BİR YIL…
-Elektrik tüketiminde yerli kaynakların payı %49,3 oldu
–Yenilebilir enerjide %31 artış
-Yerli kömürün payında %23 artış
–İthal doğalgaz ile gerçekleştirilen üretimde %10 azalma
-2016 yılında devreye sokulan kurulu güç 6500 megavat (4)
…
Yazılanlar özetlenirse:
-Yıl 2000: KAMU’nun elektrik üretimindeki payı……. %77,9
-Yıl 2017/Nisan: ÖZEL SEKTÖR payı……………… %86,84
-AK Parti iktidarına kadar, ne Rüzgar ne de Güneş kayda değer bir miktarda elektrik üretim kaynağı değildir.
–Elektrik tüketiminde yerli kaynakların payı, %49,3
-Yenilebilir enerjide %31 artış
-Yerli kömürün payında %23 artış
-İthal doğalgaz ile gerçekleştirilen üretimde %10 azalma (vardır)
Devletimiz, akıllı bir politika ile ülke girişimcileri ile yerli kaynakları süratle devreye sokmuş, bu konuda özel teşebbüsü olabildiğince ve teşviklerle elektrik, enerji üretime teşvik etmiştir.
Bu rakamlara ayrıca bir yorum gerekmekte midir?
Devam edecek
–Enerji üretimi neden hayati önem ahzetmektedir?
Resim : Görsel web ortamından alınmış ve tarafımızdan düzenlenmiştir.
Kaynaklar:
(*) Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale şehitleri için: “Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş, gerçek İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek!” Asımlar, “Ruhen vatan ve Allah sevgisiyle, aklen çağın gerektirdiği ilim ve irfan ile donanmışlar” ordusudur
(**) https://www.mmo.org.tr/sites/default/files/f076f70643f538d_ek.pdf
(1) http://www.ruzgarenerjisidergisi.com//haber/Bildiri_Rapor/turkiye%E2%80%99de-ruzg%C3%A2r-enerjisi-kullanimi-ve-uretimine-dair-guncel-veriler/390.html
(2)http://www.enerjiatlasi.com/haber/turkiye-gunes-enerjisi-istatistikleri
(4) http://ekonomi.haber7.com/turkiye-ekonomisi/haber/2300911-kirmizi-kitap-acildi-iste-detaylar