Yunanlılar İzmir’de Denize Dökülmedi, Ülkemizi Anlaşma Sonucu Terk Ettiler (1)

AKDENİZ’E (Şimdiki EGE)  ilk ulaşan Türk askeri, genç bir süvari teğmeni olmuştu. İzmir’in el ayak çekilmiş rıhtımında bir Fransız albayı tarafından karşılandı. Albay uzun bir nutuk çekerek, subaydan Hıristiyan halkın korunmasına dikkat etmesini diledi..

Churchill daha sonra durumu incelerken şöyle der: ‘Belki de Müttefikler izin verip Yunanlılar İstanbul’u geçici olarak işgal etselerdi. Yunan ordularının Anadolu’dan kaçışı şerefli bir barış görüşmesi biçimine sokulabilir ve bu da daha az acıklı olurdu… Müttefiklere karşı en azından söylenecek şey şudur: Yunanlılar’a askerî hareketlerinde yardımcı olmasalar bile, hiç olmazsa onları engellemekten kaçınmaları gerekirdi. Yok, birtakım genel düşüncelerle böyle davranmak zorunda kalmışlarsa, o zaman da yapacakları şey, Yunanlılar’ın gemilerine binip çekilmelerine gerçekten ve düpedüz yardım etmekti.’ (1)

Rıza Nur anılarında Lozan’da Lord Curzon’la konuşmasını aktarır:

Rıza Nur : “Bizim size ihtiyacımız vardır. Sizin de bize başka ihtiyacınız vardır. Biz, Rus’a karşı sizin için bir savunma siperi oluruz. Irak’ta para harcayacağınıza, Biz size parasız jandarmalık ederiz. Irak size isyan ederse, biz size ordu bile veririz. Size Doğu’da dost bir kuvvet gerek. Yunan’ı bu kuvvet yapmak istediniz, olmadı. Olaylar size gösterdi ki Yunan milletinde bu yetenek yok. Bu yetenek, Doğu’da yalnız Türk milletinde vardır Bu kuvvet ancak biz olabiliriz. (2)

 Burada Rıza Nur, üstelik Musul’u ve Adalar’ı verdikten sonra, bir de Ruslara karşı jandarma olmayı teklif ediyor ki varılan sonuç tam İngiltere’nin istediği…

İzmir’de durum gergindi. Yunan gemileriyle beraber binlerce mülteci de kaçıp gitmişti. Ama daha da gelenler çoktu; bunlar, vagonların basamaklarına asılarak, üzerlerine tırmanarak yolculuk ediyor, istasyonda da ölüleri dirilerin başı üstünden geçirerek dışarı çıkarıyorlardı. Paket yaptıkları eşyalarını yanlarından ayırmadan, aç ve umutsuz, kaldırımlarda yürüyorlardı. Ekinler yakıldığından açlık tehlikesi baş göstermişti. Şehirdeki Rumlar, kendilerini koruyacak Yunan birlikleri kaçıp gittiği için, korku içindeydiler. Üç yıl önce, Yunanlılar İzmir’i işgal ederken Türkler’e reva gördükleri muamelenin şimdi kendilerine yapılmasından çekiniyorlardı.

Bunun için, Mustafa Kemal, ilk iş olarak, bir bildiri yayınladı ve sivil halka kötü davranacak askerlerin ölüm cezasına çarpılacağını ilân etti…

Donanmanın Haftalık İstihbarat Özeti (3)

 18 Şubat 1922

26 Ocak’ta (1922)  Fransızların Titanla adlı gemisi İskenderun’a 35.000 tüfek. Çok miktarda mühimmat ve bir kısım askerî giysi indirdi. Bunların hepsi trenle Adana’ya nakledildi. Hiç şüphe yok ki bu mühimmat Milliyetçiler (Ankara Hükümeti) için olağanüstü önemlidir.”

22 Şubat 1922’de (Yunanlı) Gounaris, Curzon’a yazdığı mektupta ümitsizliğe düştüğünü bildiren bir mektup yazar, Levazım azalmıştır, para ister, Yunanların kaynakları tükenmektedir. Türkler, yalnız Rusya’dan değil, Müttefik devletlerden de (Canmehmet : Yani, ilginç olarak, ülkemizi işgal eden devletler bize Yunanlılarla savaşmamız için silah vermektedir.) yardım alırken, Yunanlar, azalan levazım ve kaynaklarını karşılamak için para isterler. Yunanistan’ın güçlenmeye, taze savaş malzemesine ve malî desteğe acil ihtiyacı var. Ancak, İngiltere, Yunanlılara gerekli olan yardımı yapmaz, Curzon 6 Mart’ta verdiği cevapta, savaşın diplomasi yoluyla çözülmesinden yana olduğunu bildirir.

Değişik raporlar, Yunanların Türklere yeni bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu bildiriyor. Askeri yetkililer soğukkanlı davranılarak bütün hususların göz önüne alınması ricasında bulunuyorlar. Yunan Başkumandanı General Papoulos, güç şartların adamı olduğuna inanıyor, Anadolu’nun tahliyesi yolunda atılacak adımları kabul etmiyor, Yunanistan’dan yeterli destek gelmeden savaş krizine adım atıyor.

Kontrol dışına çıkmış birkaç Yunan (şimdi doğrulanan bir rapora göre, birtakım asker ve silahlı siviller) Aydın’la Nazilli arasında… halkı köy camisine kapatarak köyü ateşe verdiler ve 150 Müslüman’ı yakarak öldürdüler.”

General Townshend ile bir otomobile binen Mustafa Kemal, doğruca İstasyon Caddesi üzerindeki Köşk’e gelmişti. Generalle bu köşkte görüşeceklerdi. Köşkte kısa bir dinlenmeden sonra, Mustafa Kemal köşkün önünde toplanan kalabalığa hitap etmek üzere balkona çıkmıştı. Mustafa Kemal, balkonda görünür görünmez coşkuyla alkışlanmış, kalabalık arasından izmir Darü’l-Eytam Temsilcisi Atıf Bey, yüksekçe bir sete çıkarak Mustafa Kemal’e şöyle seslenmiştir:‘’…Türkler, sizi izmir’de, muzaffer bayrağımızın gölgesi altında selamlamak saadetini hissedinceye kadar hiçbir kuvvet önünde eğilmeyecektir.” (4)

Mustafa Kemal, içten kükreyerek gelen bu coşkun sözlere teşekkür ettikten sonra, kendisine inanmalarını, zaferin daima Türk milletinde olduğunu söylemiş, şiddetle alkışlanmıştır. Balkon önünde yapılan geçit töreninden sonra Mustafa Kemal, Köşk’te General Townshend ile birlikte öğle yemeği yemişler, yemekten sonra da bir odaya kapanarak görüşmüşlerdir. (5)

….

Kamuoyunun Stratejik Olarak Yönlendirilmesi ve Türk Kurtuluş Savaşı Sırasındaki Uygulamaları” adlı yazısında Prof. Dr. Osman ÖzsoyTownshend’in Mustafa Kemal’i ziyaretinin amacının Yunanların Anadolu’yu boşaltmaları olduğunu, bunun için, Büyük Taarruz’dan önce Anadolu’ya gelmiş olduğunu, İngiliz kaynaklarına dayanarak dile getiriyor.

Yunanların Anadolu’yu boşaltmalarını, İzmir’e girişlerinde olduğu gibi, İngilizler belirliyordu.

Townshend’in tarih kitaplarımızda geçiştirilen, çoğu kez de hiç sözü edilmeyen ziyaretinin asıl amacı Yunanistan’ın Anadolu’yu boşaltması idi.

Yunanlar görevlerini tamamlamış, Anadolu’da Osmanlı’dan ayrı bir Milli Devlet kurulmuştu.

Bu gelişmeler, Townshend’in kitabının bastırıldığı 1920 Şubatı’ndan sonra meydana gelmiş olması nedeniyle, kitabında yer almamıştı. Şimdi, Prof. Dr. Osman Özsoy’un yazısından yaptığımız alıntılara yer veriyoruz :

Mustafa Kemal Paşa 23 Temmuz’da Beyrut’tan Konya’ya gelen ve burada askerî bir tören ve büyük bir coşkuyla karşılanan İngiliz General Townshend’le 24 Temmuz’da bir görüşme yaptı. Townshend’in bu gezisi Ruslarda endişe meydana getirdi. Mustafa Kemal Paşa Ruslardaki bu tedirginliği bertaraf etmek için Sovyet elçisi Aralov’a Townshend’in bu gezisinin siyasî bir önemi olmadığını ve resmî bir nitelik taşımadığını bildirdi. Townshend bu görüşmeden olumlu izlenimlerle ayrıldı.

…Mustafa Kemal Paşa, General Townshend’le yaptığı bu görüşmenin ardından 27 Temmuz’da Akşehir’e döndü. Mustafa Kemal, Fevzi ve ismet Paşa’lar 27 Temmuz 1922 gecesi bir toplantı yaptılar ve taarruz işini konuştular.

Bu önemli toplantının daha geniş bir istişari mahiyet taşıması için bazı kolordu komutanları da Akşehir’e davet edildi… Yapılan toplantıda Büyük Taarruz öncesi planlar son kez gözden geçirildi (6)

Nutuk’ta, Mustafa Kemal, Townshend ile görüşmesini şöyle anlatıyor:

“Konya’ya gelmiş olan General Townshend’in isteği üzerine, kendisiyle görüşmek için, Ankara’dan hareket ederek 23 Temmuz 1922 akşamı Batı Cephesi karargâhı’nın bulunduğu Akşehir’e gittim. Savaş planı üzerinde görüşürken ‘Genelkurmay Başkanı’nın da katılmasını uygun bulduk. Ben, 24 Temmuz’da Konya’ya gittim. 27’sinde tekrar Akşehir’e gelmişti. 27/28 Temmuz gecesi birlikte yaptığımız görüşme sonunda, tespit edilmiş olan plan gereğince taarruz etmek üzere, 15 Ağustos’a kadar bütün hazırlıkların tamamlanmasına çalışmayı kararlaştırdık.”

2 Ağustos 1922, Fransız Yüksek Komiseri General Pelle, “Büyük Devletlerce İzmir’in Türkiye’ye geri verilmesi kararlaştırılmıştır,” der. (7)

Yukarıda sonraki bölümlerde kullanılacak belgeler, okuyanlara ilk bölümde kısa notlar halinde  verilmiştir.

Yazılarımızda, her zaman olduğu gibi verilen bilgiler (kaynak olarak kullananlar için) tüm tarafların penceresinde verilmesinin yanında, verilen bilgilerin : TARAFLARININ BEYANI OLMASINA DA Özen gösterilmektedir.

www.canmehmet.com

Devam edecek…

Yunan İşgali, Yeni Devlet’in kurulmasının arka planında olan nedenlerden birisi midir ?

Resimler : Görseller web ortamından alınmış, resmin içeriği tarafımızdan düzenlenmiştir.

(1) (Lord Kinros/ATATÜRK-II/Sahife:469)

(2)Osmanlının Tasfiyesi, Cengiz Yazoğlu/ Alıntı kaynağı: Age, s.235; R.Nur, Hayat ve Hatıratım, s.1031 – 1035.

(3)Cengiz Yazoğlu, Osmanlının Tasfiyesi/Catalogue Reference:CAB/24/133 Image Reference:0066.

(4)Cengiz Yazoğlu/Osmanlının Tasfiyesi/Mehmet Önder, Atatürk Konya’da s.21.

(5) Cengiz Yazoğlu/Mehmet Önder. s.22; 27 Temmuz 1922 tarihli Babalık (Konya) Gazetesi.

(6)Cengiz Yazoğlu/Osman Özsoy, “Kamuoyunun Stratejik Olarak Yönlendirilmesi Ve Türk Kurtuluş Savaşı Sırasındaki Uygulamaları”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Sayı 140,1998.

(7)Cengiz Yazoğlu/ Yusuf Hikmet Bayur, age, s.277.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Anti-Spam Quiz:

*