Robert Koleji’ni kuran Misyoner Rahip Hamlin ile: Solcu Ecevit’in, Bankacı Çiller’in, 28 Şubat olayı ve Yeşil Sermaye’nin hatta 17 Aralık ile “Cemaat” in ortak paydaları olabilir mi?
Türkiye, Banka-Sermaye (ve büyük sermayenin medyası) üzerinden gerektiğinde batırılmakta, gerektiğinde terbiye mi edilmektedir?
Bu bölüm: Robert Kolej’in verdiği eğitim-öğretimin bir sonucu olabilecek ve ilk bakışta çok ilgisiz gibi gözüken ancak ilerleyen bölümlerde birinci dereceden ilgisi olduğu anlaşılacak, “28 Şubat-Yeşil Sermaye ”ye ayrılmıştır.
…
Size, Haşim Bayram dersem aramızda kaç kişi bu ismi hatırlayacaktır?
Biraz yardımcı olalım…
“…Meclis Araştırma Komisyonu, dün Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram ve holdingin 4 yöneticisini dinledi. Komisyona yaklaşık 3 saat süreyle bilgi veren Haşim Bayram çok önemli açıklamalar yaptı. Bayram, holdingin 40 şirket ve 25 bin çalışanı bulunduğunu söyledi. Son üç yılda 3 katrilyon cironun yanı sıra 2.5 milyar dolarlık da yatırım yaptıklarını söyledi…
Holdingin yaklaşık 80 bin kişiden 800 milyon Euro para topladığını, anlatan Bayram, Faisal Finans`ı aldıktan sonra BDDK ve Hazine`den baskı gördük. `Sabaha kadar satın, yoksa el koyacağız` dediler. Biz de, geri verdik.
O dönemde sıkıntımızı gören bazı emekli generaller devreye girdi. `İşinizi hallederiz` deyip, bizden 25 milyon dolar para istediler.
…Haşim Bayram, Koç ve Sabancı ailelerinin birçok alanda kendilerine engel çıkardığını anlattı. Bayram, Petlas Lastik Fabrikası’na `kort bezi` almak için Sabancı Grubu’na müracaat ettiklerini anlatarak, `Peşin parayla, kendi paramızla bize mal vermediler` dedi…”(1)
Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, …Türkiye öyle zamanlar geldi ki 70 cente bile muhtaç oldu. 500 milyon dolarlık IMF kredisini bekler durumlara geldik. Bu ortamda para geliyordu Türkiye`ye. Bu gelen paralar mutlaka objektif kriterlerle değerlendirilmeliydi.` görüşünü dile getiriyor. `Birileri yanlış yapılacak ortam oluşturdu.` eleştirisinde bulunan Büyükhelvacıgil 28 Şubat süreci sonrasında birçok holdingin `yeşil sermaye` tanımlamasıyla devlet yardımlarından mahrum bırakıldığını kaydediyor.”
Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez, “…yaşananlarda dönemin siyasetçilerinin ve SPK yönetiminin büyük sorumluluğu bulunduğunu kaydediyor. O dönemde kurulan holdinglere taraflı bakıldığını ve herhangi bir ayrım yapmadan tüm holdinglerin faaliyetlerinin engellenmeye çalışıldığını ifade eden Üzülmez, `Halen SPK`da olsun, farklı kurumlarda olsun holdinglere karşı farklı bir tutum var. SPK bunları bir türlü yasal çerçeveye almak istemiyor… Bugün Kombassan yıllardır SPK`ya başvuruyor; ancak sorunlarını aşabilmiş değil…”
…
Ne kadar ilginç değil mi?
Bir tarafta 70 cente muhtaç bir ekonomi ve ülke, diğer taraftan Yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın nerede ise yağdırdığı dövizler…
Bir tarafta, işsizlikten inim inim inleyen Anadolu şehirleri ve insanlar, ve bu insanların paraları ile kurulan 40 şirket ve 25.000 (yirmibeşbin) çalışan…
Bir taraftan da “Kahrolsun yeşil sermaye!”
Bu paraların (Yurtdışından) akışının kesilmesinin kimlere yararı olmuştur?
–Sadece ve sadece Almanya’ya.
-Deniz Feneri davasının bunlarla (Almanya’da toplanan paralarla) bir ilgisi olabilir mi?
…
28 Şubat Derin Devletler Konsorsiyumu mu?
TumGazeteler.com, daha önce hiçbir yerde yapılmamış açıklamaların ışığında, 28 Şubat`ın Türk Milli Sermayesi`ne karşı bir `derin devletler-derin şirketler` ortak operasyonu olup olmadığını sorguluyor.
Bugün 28 Şubat.
Cumhuriyet bekçiliği adına çapulçuluğun ve kanunsuzluğun hiç bitmediği Türkiye`de, son askeri müdahalenin yıldönümü.
Diğer yandan 28 Şubat, Türk Milli Burjuvazisi`nin de ölüm yıldönümüdür.
Bu iki yıldönümünde, biz çok fazla gevezelik etmeden, bin yıl sürecek denilen 28 Şubat ve sonrasının, özellikle ekonomik yönüne vurgu yapan bir kronoloji çıkartmak ve geri kalanını okuyucularımıza bırakmak istedik:
* 9 Ocak 1996 günü Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota- Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve Başkanlık Sekreteri Nilgün Hasefe, DHKP- C üyesi Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal tarafından öldürüldü. Olay hiç bir zaman tam olarak aydınlatılamadı. Aynı zamanda, NATO`nun Merkezi olan Belçika, anlaşılması çok güç bir biçimde, Türkiye`yi karşısına almak adına, yıllardır basit bir tetikçiyi korumaya devam ediyor. Sabancı Holding`in, o günün şartlarında Türkiye`nin en büyük yabancı yatırımı olan ve %50-%50 gibi çok iyi bir oranla Japon Otomotiv Sektörü`nü ve know-how`ını Türkiye`ye ve Gümrük Birliği dolayısı ile Avrupa`ya sokması `AB`nin derinleri` tarafından hiçbir zaman affedilmedi.
Sabancı, kurulduğu dönemde büyük bir medya atağı ile tanıttığı, Türkiye`ye bir kalemde giren en büyük yabancı sermaye yatırımında `üretim konusundaki` ortaklığını sessiz sedasız sona erdirdi.
AB derin devleti `1. otomobil vakası`ndan bu şekilde sıyırmış oldu…” (2)
…
Batı Motor yerine şeftali üretmemizi istedi…
“..Yabancıların Türkiye’nin kalkınma hamlesine şeftali üretsinler gözüyle baktığını söyleyen Erbakan, anısını şu sözlerle anlatıyor: “Gümüş Motor’un ilk prototipi yapılıp test için ilgili makamlara götürüldüğünde bir engel çıktı. Neymiş? Avrupa standartlarına göre 5,6 litre olması gereken yakıt, bizim motorda 5,7 litre çıkmış. Bunun için onay veremeyeceklerini söylediler. Geri dönüp tekrar çalışmaya başladık. Gümüş Motor’u, Avrupa standartlarının dahi altında, saatte 5,5 litre motorin harcar hâle getirdik. Yine standartlara uygun olmadığı gerekçesiyle reddedildi. Tabii ki mesele aslında standart meselesi değildi. Mesele, Türkiye’nin şeftali yerine, motor üretmek istemesiydi. O yıllarda düzenlenen otomobil kongresinde, ‘şeftaliden başka bir şey üretemeyiz’ diyenlere, kürsüye çıkıp, ‘işte motor üretildi’ diye gösterince hepsinin sesi kesildi.” (.http://haber.stargazete.com/politika/erbakan-askere-kibris-emrini-ben-verdim/haber-838096) Ve Dünün Kombassan’ından bugünün Konya’sına;
Konya ili ülkemizin makine imalat sanayi alanındaki önemli üretim merkezlerinden biridir. Ülkemizin araç üstü ekipman ve değirmen makinaları sanayinde lider firmaları Konya ilinde bulunmaktadır. Türkiye’deki pazar liderliğinin yanı sıra dünyada piyasalarında önemli bir yere sahiptir.
Konya, endüstriyel hidrolik devre elemanlarından; hidrolik silindir, hidrolik pompa ve hidrolik motor üretiminde Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden biridir.
Uzun ve büyük çaplı hidrolik silindir üretiminde Türkiye’de ilk sırada, Avrupa’da ise ilk 3 içindedir. Makine imalat sektörünün Konya ihracatındaki payı giderek artmakta olup; 2010 yılı ihracatındaki % 23,5’luk payla ilk sırada yer almaktadır.” (Kaynak; Sanayi bakanlığı)
Ayrıca; Konya’da yüzde 95 oranında yerli üretilen ve Fransa başta olmak 12 ülkeye motor ve traktör ihracatı gerçekleştiriyor.
Bu ülkede yaklaşık 60-70 yıldır (Devletin her türlü desteği ve teşviki ile) iki-üç firma tarafından montaj bantlarında otomobil üretilmektedir. Ve neden bu firmalar yerli otomobil üretmemektedirler?
Aramızda kaç kişinin, Konya’nın tırnağı ile toprağı kazırcasına (şaka değil) Çin’e rakip olabilecek alt yapıyı kurduğunu ve özellikle İslam ülkelerine binlerce dizel motor ihraç ettiğini bilmektedir?
Bu şirketlere 28 Şubat’ta ne oldu dersiniz?
Peki,
Medya neden bunları yazmaz
Bankalar neden bunlara destek olmaz
Devlet neden bunlara sahip çıkmaz
Nerede bu ülkenin “Kahraman askerleri!”
Nerede bu ülkenin Öğretmenleri, Aydınları?
Nerede bu ülkenin, Bayrak ve Vatan severleri…
Üzerinize ölü toprağı mı serptiler?
…
İlk bölümde Robert mezunlarını yazacağımız söylemiştik
İşte Mezunlardan bir demet…
Kaynak; ROBERT KOLEJ’I KURAN MİSYONERİN ANILARI, Türkler Arasında, CYRUS HAMLIN
–“Aşağıdaki bu okul mezunlarından oluşan küçük listeye hızlıca bir göz atıldığında fazla söze ihtiyaç kalmadan okulun ülke üzerindeki etkisi hakkında bir fikir edinilebilecektir.
Politika: Bülent Ecevit, Rahşan Ecevit, Tansu Çiller, İsmail Cem İpekçi, Emre Gönensay, Algan Hacaloğlu, Cem Kozlu, Cem Boyner, İbrahim Betil, Ersin Faralyalı, Behice Boran, Kasım Gülek. Emre Kocaoğlu
Müzik: Çiğdem Talu, Cem Karaca, İnci Başarır, Mehmet Uluğ, Ahmet Uluğ, Cem Yegül, Evin İlyasoğlu
Sanat: Abidin Dino, Vasıf Kortun, Fatma Baş, Gül Derman, Can Göknil, Feyha Kısakürek, Şakir Eczacıbaşı
Reklam: Serdar Erener, Yiğit Şardan, Erol Moran, Çınar Kılıç
Basın: Şahin Alpay, Sedat Ergin, Altemur Kılıç, Ercan Arıklı, Perihan Mağden, Deniz Alphan, Semra Somersan, Sevin Okyay, ipek Cem, Gündüz Vassaf, Etyen Mahçupyan, Korkmaz İlkorur, Lale Tayla, Yıldırım Türker, Elçin Yahşi
Sinema-TV : Nuri Çolakoğlu, Ömer Madra, Mim Kemal Öke, Ömer Kavur, Ömer Karacan, Halit Refîğ, Ersin Pertan, Ayşe Şaşa, Yeşim Ustaoğlu,
İş dünyası: Ömer Dinçkök, Melih Araz, Erhan Dumanlı, Rahmi Koç, Suna Kıraç, Sevgi Gönül, Semahat Arsel, Nejat Eczacıbaşı, Cem Boyner, Vural Akışık, Hüsnü Özyeğin, Burhan Karaçam, Osman Berkmen, Hasan Subaşı, Hakan Karahan, Esat Edin, Feyyaz Berker, Nuri Akın, Osman Göksu, İbrahim Bodur, Ulvi Yalım, Mehmet Emin Karamehmet, Halis Komili, Osman Kavala, Betül Mardin, Arzu Çekirge Paksoy, Serdar Bilgili, Alp Yalman
Edebiyat: Halide Edip Adıvar, Pınar Kür, Refik Erduran, Orhan Pamuk, Talat Halman, Tomris Uyar, Nihal Yeğinobalı, Mina Urgan, Aslı Erdoğan, Cevat Çapan, Ayşe Kulin, Jak Deleon, Ali Neyzi, Turgut Cansever
Tiyatro: Genco Erkal, Haldun Dormen, Engin Cezzar, Ahmet Levendoğlu, Kerem Kordoğlu, Göksel Kortay, Nevra Serezli, Çiğdem Selışık, Nur Sabuncu, Zeki Alasya, Şirin Devrim, Ali Taygun, Tunç Yalman, Nedim Saban, Refik Erduran, Nüvit Özdoğru, Beklan Algan, Nedim Göknil, Ülkü Tamer, Yavuzer Çetinkaya
…
Devam edecek…
www.canmehmet.com
–Bu kısa notlardan sonra Robert Koleji’nın kurucusu Rahip (Misyoner) Cyrus Hamlin anılarına dönebiliriz.
Resim : Görsel web ortamından alınmış, düzenleme tarafımızdan yapılmıştır.
Kaynaklar;
(1)Daha fazlası için bakınız; https://www.canmehmet.com/yesil-anadolu-sermayenin-huzunlu-hikayesi.html
(2) 2006-08-19 Tümgazeteler.com http://www.tumgazeteler.com147
*ROBERT KOLEJ’I KURAN MİSYONERİN ANILARI, Türkler Arasında, CYRUS HAMLIN