Sevr’in bir “Proje/Taslak/Antlaşma” olarak değerlendirilmesindeki hassasiyet: Osmanlı Hanedanlığının sadece bu konuda suçlanmış olmasıdır. Osmanlı Hanedanlığı bu konuda aklanırsa halkın tarihe bakışı da değişecektir.
Bu konu yaklaşık 90 yıldır sadece bizim kafamızı karıştırmakta değildir.
Sevr Konusu: 1922 Aralık ayında Mustafa Kemal Paşa ile Ankara’da yüzyüze görüşen İngiliz bayan yazar-gazeteci Mary Ellison’ın da dikkatini çekmiş, kafasını karıştırmıştır.
Belgelere dayalı açıklamalara geçmeden kaynağımızı açıklayarak Ellison’ın açıklamalarına geçelim:
İngiliz gazeteci Grace M. Ellison tarafından kaleme alınan ve Lozan’da 1923 yılında yayınlanan “KUVA-I MİLLÎYE ANKARASl” : 1973 Yılında, “Milliyet Yayınları” tarafından Türkçeye çevrilerek yayımlanmıştır.
Yazar, ülkemizi ve Mustafa Kemal Paşa’yı çok iyi tanımanın yanında, Mustafa Kemal Paşa ile defalarca görüşme yapmıştır.
Konu ile ilgili olayın birinci derecede tanıkları ile görüşen yazar, (Kendi kitabındaki bir iddiaya göre de) İngiliz Başbakanı’nın akrabasıdır.
“Sevres Antlaşması” ile ilgili belki de medyada ilk kez açıklanacak görüşlerin yanında, o dönemle ilgili yaşanan ve bizlere çok acı verecek olaylardan da kısaca bahsedilecektir.
İngiliz Gazeteci bize Sevr Antlaşması ile ilgili tespitini bakınız nasıl aktarmaktadır:
“..Türkiye, yenilmiş, ezilmiş ve Sevres’de bütün gururu kırılmıştı. Bu kadar haksız şartlarla biz onların başına felâket getirmedik mi?
-“Anlayamıyorum” dedim Türk delegelerinden birine “Bir Türk böyle bir antlaşmaya nasıl imza koyar?”, “Çünkü bütün hatalarına rağmen ben onları çok gururlu bilirdim.”
-“Eğer imzalamasaydık” diye karşılık verdi: ‘”Yunanlılar İstanbul’a gireceklerdi ve biz onları ne zaman dışarı atardık, Allah bilir. Önemli olan şey, antlaşmanın meclisçe onaylanmayacağıdır.”
“Yunanlıları uzakta tutmak, “kan dökümünü önlemek” Belki de haklıydı. (“Kuvay-ı Milliye Ankarası”, Sahife:18)
…
İngiliz Yazar’dan anladığımız:
-Osmanlı Hükümeti, Sevr Taslağı’nı imzalamamış olsaydı, İşgalciler (İngiliz-Fransız ve İtalyanlar) Yunanlıları İstanbul’u işgal ettirecek, yağmalatacak ve en büyük ideallerini (*) gerçekleştirmelerine zemin hazırlatacaklardır.
-Yunanlılara bu fırsatın verilmemesi: Ege Bölgesinde yaşanan katliamın, soygunun bir benzerinin de İstanbul’da yaşanmaması için bu (sevr) taslağın, hükümet tarafından işgalcilerin oyalanması adına imzalanması: ancak, imzalanın anlaşmanın Son Osmanlı Meclisi kapandığı/kapatıldığı için hiçbir zaman onaylanmayacağı ve yürürlüğe girmeyeceğidir.
Son cümle, lehte ve aleyhte olan tüm yazar ve taraflarınca onaylanmaktadır.
Peki, tartışma nerede çıkmaktadır?
Tartışma: Kimi (aleyhte) yazarların: “Evet…bu (taslak) antlaşma meclisçe onaylanmadı, ancak, kimi maddeleri uygulandı” konusundadır.
Gelecek bölümden itibaren, tartışılan : “uygulamalar yapıldı/yapılmadı” konusu, tüm tarafların penceresinden işlenecektir.
Resim: Tarafımızdan düzenlenmiştir.
(*)Megali İdea ya da Megalo İdea “Büyük Fikir”, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alarak, Bizans İmparatorluğu’na son verdiği günden beri yürürlükte olan bir Yunan ülküsüdür. Bizans İmparatorluğu’nu bir Helen İmparatorluğu olarak kabul eden Yunan milliyetçileri, Megali İdea adını verdikleri büyük ülküleri ile eskiden Bizans’a ait olan tüm toprakları yeniden elde ederek, Konstantinopolis (İstanbul) başkent olmak üzere, büyük Helen İmparatorluğu’nu yeniden kurmayı hayal etmektedirler.