ABD, Türkiye’ye (örtülü de olsa) bir savaş mı ilan edecek? Edecek de; yaklaşık 80 milyonluk, nerede ise üçte biri genç, büyük çoğunluğu Ormanlık-Dağ olan, üstelik de ihtiyacı olan silahları kendi üreten, dünyanın en büyük ekonomilerinden birisine sahip bir ülkeyi nasıl işgal edecek?
…
Türkiye ne bir Irak’tır, ne de bir Suriye.
Türkiye, dünyanın en büyük imparatorluklarından birisini kurmuş, üstelik de Medeniyetle, Adaletle, İnsanlıkla yönetme becerisine sahip bir ülkedir.
Türkiye, bin yıllık devlet birikimine sahip olduğu için, kırk oyunla dizlerinin üzerine çökertilmesine rağmen, kısa sürede Arslanlar gibi başını dik tutarak tekrar ayağa kalkmış bir devlettir.
…
Napolyon, İstanbul’un el değiştirme ihtimalinin bile bir dünya savaşı sebebi olduğunu söylerken, Türklerin hangi karakterde olduğunu da ayrıca açıklamıştır.
Boğazlar; sadece Rusya için hayati değerde de, Batı için hayati değerde değil midir?
…
Türkiye, bunların yanında Enerji taşımacılığında tam bir kilit ülkedir.
Boru hatlarının Türkiye üzerinde olması bile, onun enerjideki rolünü vurgulamaya yetecektir.
Amerika / Batı, İncirlik Üssü olmadan Ortadoğu’da at koşturacağını mı zannetmektedir ?
…
Türk Ordusu’nun gücünü ve savaş yeteneklerini en iyi bilenler arasında İngilizler / Amerikalılar vardır.
Türk Ordusu, Dünyanın en yetenekli pilotlarına ve donanımına sahip ülkelerin başında gelmektedir.
Türkiye’ye saldırmak, intihar ile eşdeğerdedir.
Bu, tüm ülkeler için geçerlidir.
Buna Rusya da dahildir, Amerika da…
…
Amerika’nın Ortadoğu’da ne işi var?
Ortadoğu Petrolleri ile Dünyada Yeni Bir Düzenin kurulabilmesi için yaşanan iki Dünya Savaşı ve bu savaşlarda kaybedilen yüz milyonlarca insan, büyük mali bedeller ve maddi-manevi yıkımlar herkesin malûmudur.
Bu iddiayı, Yeni Bir Dünya Düzenini desteklemek için meraklılarının da çok iyi bildiği iki bilgiyi, sırası geldiği için aktarmış olalım :
Birincisi, İngiltere Başbakanı W. Churchill’in seslendirdiği :
– “Bir Damla Petrol, Bir Damla Kandan Daha Değerlidir” ifadesidir.
İkincisi ise : “…Sykes-Picot Anlaşmasında, Irak’ın kuzeyi Fransız nüfuz bölgesi olarak tanımlandığı için, İngiltere Musul petrolünün çıkartılması ve işletilmesinde, Fransa’nın da imtiyaz sahibi olmasını garanti etmiş ve bu garanti karşılığında Fransa, Musul’un İngiltere tarafından işgalini kabullenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ise, Ortadoğu’da İngiltere ve Fransa tarafından nüfuz bölgeleri oluşturulmasına karşı çıkmamakla birlikte, özellikle petrole ilişkin ticari faaliyetlere müdahale edilmemesini ve Amerika’nın bu yöndeki girişimlerinin engellenmemesini istemiştir. Amerikan firması ‘Standart Oil of New York’ (Socony),1919 yılında iki mühendisini Irak’a petrol aramak üzere göndermiştir. Bunlardan birisi yazdığı mektupta (1), şöyle demiştir :
– “… pasta o kadar büyük ki, bunun Amerika’ya ait olması için her şey yapılmalıdır.”
…
Amerika’nın ve Amerika / Batı’nın, “Büyük Kürdistan (!)” aşkının perde arkasını belki de ilk kez okuyacaksınız:
Amerika, Kürtlere bir devlet kurdurursa; peşinen hangi anlaşmayı önlerine uzatacaktır ?
“Musul Petrolleri”ni, değil mi ?
Petrol Bölgeleri ilk adımda (IŞİD Üzerinden) Kürtlere, Kürtlerin silahla bağımsızlıklarını kazanması üzerine de Hooop (!), kurulan yeni devletle birlikte, Amerika / Batı’nın şevkatli kollarına !
İşte tüm hikayemizin özeti.
…
Türkiye ve İran, hatta Irak (Suriye de) buna razı olabilir mi?
Türkiye razı olmaz. Olanın da yanına bırakmaz.
Devam edecek…
Yayın Tarihi : 13 Ekim 2017
Güncelleme : 13 Kasım 2024
Resim : Görseller web ortamından alınmıştır, tarafımızca düzenlenmiştir.
Kaynaklar :
(1) “SEVR’E GİDEN YOL”, Yaz.Ahmet Hurşit Tolon. Sy.144’de bulunan dip not : “Fromkin, D., 1989, Sy.534.”. Daha fazlası için bakınız : https://www.canmehmet.com/ve-musulda-isid-maskeli-balo-baslar-ingilizler-baloya-sirk-at-cambazi-kiyafeti-ile-gelirler-3.html