İsrail-“Kürdistan” Olayında Kürtler Ve Yahudiler Figürandır (2)

Rusya dâhil, Batılı Devletler’in, İsrail ve “Büyük Kürdistan”ın arka plandaki hesaplarının arasında; Doğunun zenginliğinin batıya aktarımı, silah satışında sağlanacak yüksek kazanç ve bölgeyi küçük parçalara ayırarak kolayca yönetmek vardır.

İsrail Devleti’nin kuruluşu, nasıl bir, Müslüman-Musevi Savaşı’nı başlatmışsa; Olası “Büyük Kürdistan”ın hayata  geçirilmesi de, çok uzun yıllar sürebilecek bir Kürt-Arap Savaşı’nı başlatacak;

Bu savaşlarla birlikte bölge halklarının, kalkınmak, refaha kavuşmak için harcamaları gereken imkânları, enerjileri; silah alımı ve birbirlerini katletmek için tüketirken; bölgede hesabı olan emperyalistler, bölge kaynaklarını “Kılçıksız Balık!” Misali daha uzun yıllar sömüreceklerdir.

Basiretsizlikleri veya hırsları nedeniyle bölgedeki halklarla, komşularıyla bir birlik oluşturamayan ve bu tuzaklara düşenler için söylenmesi gereken tek şey herhalde; “Tarih, önceki yaşananlardan ders almayan aptallar için tekrar etmektedir.” Tespitidir.

Anlatılanlar doğrultusunda İsrail Devleti de, “Siyonistlerin, Yahudilere bir vatan kurulması” ile ilgili çalışmaları ile değil, “bir taşla beş kuş” vurmayı seven ve “kazanmanın ahlakı mı olur!” anlayışına sahip Batılı Emperyalistler’in (özellikle Fransız-İngilizlerin) öncülüğü ile kurulmuştur.

Filistin topraklarında bir Yahudi Devleti kurulmasını (bilinenlerin aksine) ilk seslendiren, 1798’de Mısır’ın İşgali’nde, İngiliz ve Osmanlıların karşısında kaldığı zor durumdan kurtulmak isteyen (Fransızlar) Napolyon’dur. (1)

Bu kısa girişten sonra Kürtler, Kürdistan ve PKK

-Kürtler ne zaman Batının ilgi odağı olmaya başlamıştır?

“Büyük Kürdistan!” Hikâyesi nasıl başladı?

Batılılar bir “Kürt Meselesi! Oluşturuyor

“…1897’de Fransa’da yayınlanan Les Kurdes adlı antropoloji kitabının yazarı Ernest Chantre, Dr. Beddoe, Yüzbaşı Barry, Barry Isabella Bird, Gertrude Bell ve Philip Price ve Lynch gibi İngiliz, Fransız, Alman fotoğrafçılar, turistler, gazeteciler bölgeye adeta akın ettiler. Kürtlerin tarihini, antropolojiyi araştırmaya ve fotoğraflarını çekmeye, yüz ve vücut ölçülerini almaya ve kitaplar yayınlamaya başladılar…

…Nitekim 1892’de Irak’a “seyyah ve arkeolog” olarak gidenİngiliz Gertruide Bell daha sonra Ünlü İngiliz casusu ve “Arap uzmanı” T. E. Lawrence ile birlikte İngiltere hükümetine önemli raporlar hazırlayacak ve 1921 yılında da yani Osmanlı imparatorluğu çöktükten sonra, İngiltere’nin mandası altında kurulanIrak Krallığı’nın İngiltere Yüksek KomiseriSir Percy Cox’un Siyasi Sekreterliğini yapacaktı. (2)

*

BÜYÜK OYUN

Uluslararası Kürt Lobisi       

BAĞIMSIZ KÜRDISTANfikri ve entrikaları 19. Yüzyılın sonlarından beri Orta Asya’da, önce Hindistan yollarının güvencesi, sonraları bölgedeki petrol kaynaklarına hakimiyet için İngiliz, Alman, Fransız ve Rus ajanlarının mücadelesi ile oynanan Büyük Oyun’un önemli parçası, Devletlerin ve ajanlarının Kürtleri tahrik ederek bugün Kürt kimliğinin tanınması çabalarını hatırlatarak Kürtler arasında milli ve milliyetçilik şuurlarını oluşturmaya çalışmaları, aslında, bugünün olaylarına, ibret verici bir zemin teşkil ediyor.(3)

*

Kürtleri Keşfetmek

Avrupalılar artık “Kürtleri keşfetmişlerdi”. Daha doğrusu bu hassas ve çıkarların çatıştığı bölgede Türklere karşı kendi çıkarları için kullanabilecekleri bir “halkı” bulmuşlardı. Yapılacak şey bu halkta veya halklarda bulunmayan milliyetçilik ve kimlik duygularını telkin etmek, canlandırmaktı. İngiliz ajanı Yüzbaşı Barry şöyle diyordu:

-“Türklerden farklı olan bu kavmi kendi tarafımıza çekmeliyiz.”

Amerikalı misyonerler de Amerika’daki merkezlerine,

-“Kürtleri Hıristiyanlığa daha kolay kazandırabiliriz.” Mesajını gönderiyorlardı. Problem, o zamana kadar birbirlerine düşman Ermenilerle, Osmanlı’ya sadık Kürtleri uzlaştırabilmekti!..

Miss Gertrude Bell o sırada, o bölgede hem Ermenilerle, hem Kürtlerle ilgili araştırmalar ve çalışmalar yapmakta olan Amerikan misyoner Dr. Joseph Cochran ile de yakın temastadır.

Dr. Cochran’nin dostu Gertrude Bell sonraları, 1921’de Lawrence ile birlikte. Kahire’de “Kürt” konusunu konuşmak için yapılan Winston Churchill’in başkanlığındaki toplantıda başlıca SÖZ sahiplerinden olacaktı… (4)

*

“Kürt Meselesi”, İngilizler’e  1918’de nasıl görünmektedir?

“…Britanya Donanması istihbarat Servisi tarafından 1918’de yayınlanan gizli raporun sonuç bölümünde şöyle deniyordu:

“Türkler tarih sahnesine çıkalı beri, daima savaş ile kaba kuvvet ifade etmişlerdir… Eğer bu ırkın çeşitli kolları gençleşmiş bir Türkiye’nin liderliği altında birleşir ve etkin bir şekilde örgütlenirlerse, bu birlik daimi huzursuzluk kaynağı ve özellikle Hint İmparatorluğu için büyük bir tehlike oluşturur.” (5)

*

“Kürt Meselesi”,  İngilizler’e 1919’da ne ifade etmektedir?

Kurdistan

“…Türk egemenliğinin kalkacağı otonom Kürt bölgesi, yukarıda anlatılan Ermeni bölgesinin güneyidir. Bu bölgenin doğu sınırı, Türk-Iran sınırıdır. Batı sınırı, yaklaşık olarak Muş ve Diyarbakır’ın güneybatısıdır, ama Fransa’ya bırakılacak manda topraklarının doğu ve kuzey sınırlarına bağlı olacaktır. Ayrıntılar uzman komisyon tarafından belirlenecek. Bölgenin güney sınırı, İngiltere’nin güvenliğine ve idari işlerine göre Mezopotamya’nın kuzeyi için belirlenecek alan ve sınırlara bağlı olacaktır. Bu sorun geçenlerde Doğu Komitesi’nde ele alındı ve haritada üç olası sınır tespit edildi. Görüleceği gibi otonom Kürt devleti, bu sınırların son biçimine bağlıdır ama bu savaşın deneyimlerinden sonra Büyük Zap Suyu’nun yukarısındaki Nesturi topluluğunun güvenliği (ki Müttefiklerin bunlara karşı bazı sorumlulukları vardır) otonom Kurdistan içine alınacaksa istikrarsızlığa neden olur. Bazı tercihler Kuzey sınır çizgisine bağlı olacaktır. (6)

*

…13 Ekim (2012) Cumartesi günü Paris’te, Millet Meclisi’nin Victor Hugo Salonu’nda bir konferans düzenlendi.

Konusu: Batı Kürdistan’daki durumla ilgili ulusal danışma konferansı.

Konferansın ev sahibi: Kürdistan Ulusal Kongresi. Yani, kendilerinin ifadesiyle, “Sürgündeki Kürt Parlamentosu”.

Konferansta Fransa temsilcisi Büyükelçi Bernard Dorin

Dorin’in ilgi alanı Kürt sorunu. Hatta bu konuda kitap bile yazdı:

“Les Kurdes – Destin heroique, destin tragique”. Türkçe’ye “Kürtler: Destansı kader, trajik kader” diye çevirebiliriz.

Kitapta, Ortadoğu’daki kargaşanın Kürtler’e geleceklerini inşa etme fırsatı yarattığı savunuluyor.

Büyükelçi Dorin, Fransız parlamentosunun çatısı altında düzenlenen “Batı Kürdistan”, yani “Suriye Kürtleri” konferansını açış konuşmasında da görüşlerini olanca açıklığıyla dile getirdi:

Suriye Kürtleri ulusal mücadelelerinde sonuna kadar haklılar. Onların birlik ve dayanışma çabalarına tam destek veriyorum. Suriyeli Kürtler sadece kültürel taleplerle yetinmemeli, Güney’deki (Not: Kuzey Irak’taki) Kürtler gibi yönetim özerkliği için mücadele etmeliler. Kürtler artık başkalarının idaresi altında yaşamaya son vermeli, kendi kendilerini yönetecek duruma gelmeliler...”  (7)

*

Osmanlının planlı olarak yıkılmasında kullanılan Balkan topraklarının ve milletlerinin özel bir anlamı vardır. İlk kullanılan Millet Yunanlılar (Rumlardır). Görünürde “Büyük Yunanistan” hayaline başlangıç olarak, 1814 yılında Odesa’da (Rusya) Filiki Etarya (Etniki Etarya) cemiyeti kurulur ve Yunanlıların bağımsızlık hareketi başlatılır. Bu organizasyonun arkasında açık olarak, İngiltere, Fransa ve Rusya vardır. Ancak, Organizasyonun lideri Ruslardır. (8)

İSRAİL VE KÜRTLER

İsrail Bağlantısı

Molla Mustafa Barzani, Rusya’da sürgünde iken oradaki Musevilerle de irtibatta olmuştur. Irak’ta 1950’den önce çok sayıda Musevi vardı fakat bunların hemen hemen hepsi 1950’den sonra İsrail’e göç ettiler. Irak’taki Kürtlerle Yahudiler arasında hiçbir zaman problem olmamıştı. İsrail Devleti de bu temeller üzerine Orta Doğu’daki çıkarları açısından Araplara karşı Kürt kartını elinde tutmak istiyor ve Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri devam ettirmek istiyordu.

1950’li yıllarda başlayan temaslar 1965’e kadar sürmüştü. O yıl, Hayım Lovakov adlı bir Mossad ajanı bölgeye giderek Molla Mustafa Barzani ile direkt temasa geçecek, silah ve cephane yardımını başlatacaktı.

İsrail’in kendi çıkarları açısından ve Araplara karşı bir tampon ve denge olarak, İrak’ta bağımsız bir Kürt Devleti’ni azından bir “ihtimal hesabı” olarak tasarlaması muhtemeldir ve fakat Türkiye ile sıklaşan ilişkileri bakımından bu konuda çok İhtiyattı ve dengeli olmak zorundadır.

Nitekim, son Apo olaylarında Apo’nun yakalanması için Türkiye’ye istihbarat hizmeti verdiği halde, diğer taraftan da Kürtleri gücendirmemeye çok dikkat etmiştir. (9)

*

İNGİLİZLER, PETROL VE KÜRTLER

Petrol Kavgası

Meşhur İngiliz ajanı T. E. Lawrence, daha 1913 yılında bir raporunda şöyle yazmıştı: ‘Yeni denize indirilen Queen Elizabeth transatlantiğindeki petrolle işleyen türbinleri gördükten sonra, imparatorluğun geleceğinin petrolde olduğunu anladım.” (10)

*

Mütareke zamanı İstanbul’da ABD’nin yüksek komiseri olarak görev yapan Amiral Mark Bristol, 1922’de Washington’a gönderdiği raporda: “Kürdistan’ın meşhur Petrol yatakları sebebi ile entrikaların, hatta İngilizlerle Fransızlar arasındaki çıkar çatışmalarının  başladığını, İngilizlerin ‘Kürdistan’ı denetim altında tutmak için, Kürtleri Türklere karşı kullandıklarını. Kürt aşiretlerine silah ve para yardımı yaptıklarını” yazıyorduk. (11)

*

Milli Misak hudutları içinde Kürt aşiretlerinin çoğu Milli Mücadele’yi destekliyorlar ve birlikte çarpışıyorlardı. Ama gene de İngilizler, Mezopotamya’nın güvenliği daha doğrusu kendi çıkarları için, Ermenilerle Kürtleri, İstanbul’daki Kürt aydınlarının ve cemiyetlerinin desteği ile uzlaştırmaya çalışmakta idiler. Çünkü kurulacak müstakil Kürt ve Ermeni devletlerinin hudutlarının bu uzlaşma ile çizileceğini umuyorlardı. Ermeni lideri Nubar Paşa ile Kürt liderlerinden Şerif Paşa, 1919’da bu konuda bir anlaşma bile imzalamışlardı.

Ne var ki, bu konuda, bölgedeki bütün Kürtlerle, Ermenilerle Kürtleri Türklere karşı kullanmak konusunda tek bir anlaşma yapmakta imkansızdı. Zira İngiltere’nin bölgedeki danışmanlarından J. B. Hohler’in dediği gibi, tüm Kürtleri Türklerden ayırmak çok güçtü. “Çünkü Kürtler, gökkuşağı gibi her çeşit renkten oluşuyorlardı (12)

*

Ve PKK

-PKK, “Partiya Karkerên Kurdistan”, Kürdistan İşçi Partisi’nin karşılığıdır. Ancak Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelerde ne bir sanayi tesisi ne de sanayi işçisi vardır.

Burada şu soruyu sormak gerekiyor?

Komünizm hangi ayaklar üzerinde kurulmuştur?

-“Komünist Manifesto : Bütün dünya işçileri, birleşiniz!” Karl Marx

PKK, Maksist (ateist) bir örgüt olarak mı planlanmıştır?

Bunun doğru cevabı herhalde gösterilerde açılan bayraklarda olmalıdır.

Devam edecek..

www.canmehmet.com

Resim : Tarafımızdan düzenlenmiştir.

Kaynaklar;

(1) Daha fazlası ve kaynak için bakınız; https://www.canmehmet.com/koruyucu-aileleri-olan-devletler-kimlerin-degirmenine-su-tasimaktadir-ornegin-israil-5.html

(2) Daha fazlası ve kaynaklar için bakınız; https://www.canmehmet.com/buyuk-kurdistan-demek-musluman-yahudi-savasina-arap-ve-kurtleri-de-dahil-etmektir-3.html

(3) BÜYÜK Kürdistan Küçük TÜRKİYE”,  Altemur KILIÇ

(4)Daha fazlası ve kaynaklar için bakınız; https://www.canmehmet.com/buyuk-kurdistan-demek-musluman-yahudi-savasina-arap-ve-kurtleri-de-dahil-etmektir-3.html

(5)https://www.canmehmet.com/buyuk-kurdistan-demek-musluman-yahudi-savasina-arap-ve-kurtleri-de-dahil-etmektir-3.html

(6)https://www.canmehmet.com/buyuk-kurdistan-demek-musluman-yahudi-savasina-arap-ve-kurtleri-de-dahil-etmektir-3.html

(7)https://www.canmehmet.com/buyuk-kurdistan-demek-musluman-yahudi-savasina-arap-ve-kurtleri-de-dahil-etmektir-3.html

(8)https://www.canmehmet.com/tum-boyutlari-ile-pkk-gercegi-ilk-gercek-kurtlerle-bir-ilgilerinin-olmadigidir.html

(9) BÜYÜK Kürdistan Küçük TÜRKİYE,  Altemur KILIÇ, S.146

(10) A.g.e: Sahife:86

(11)  MEISELAS, Susan “Kurdistan” In The Shadow Of The History, Random House, S.78,1997. (A.g.e. dipnot)

(12) McDOWALL, David “A Modem History Of The Kurds” L. B. Traruris, New York, s. 132, 1996. (A.g.e. dipnot)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Anti-Spam Quiz:

*